 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1982/118
K: 1982/575
T: 24.02.1982
DAVA : Erzurum Tekel Müdürlüğü'ne bağlı Tuzlası'nda memur vekili olarak bulunduğu sırada muhtelif tarihlerde adiyen zimmetine para geçirmekten sanık Mustafa'nın yapılan yargılaması sonunda TCK.nun 202/2,80 ve 227/2. maddeleri gereğince dört sene dört ay ağır hapis cezasıyla mahkumiyetine, zimmet miktarı 32.127 lira 40 kuruşun sanıktan tahsiline ve müebbeten memuriyetten mahrumiyetine dair (Hınıs Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 11/9/1981 gün ve 1980/37 esas, 1981/63 karar sayılı hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle dava evrakı incelenip gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu:
KARAR : Zimmete geçirilen paranın ödettirilmesi yerine ödemenin idarenin talebine bırakılır biçimde karara bağlanması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan kanıtlara, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre, sanığın suçun oluşmasına ilişen temyiz itirazları ile müdafiinin duruşmalı inceleme sırasında aynı hususlara değinen savunmaları yerinde görülmediğinden REDDİNE. Ancak:
Erzurum Tekel Başmüdürlüğü'ne bağlı Tatos Tuzlası'nda 22.1.1979'dan 18.6.1979 tarihine kadar memur vekili olarak görev yapan sanık Mustafa'nın:
1 - Tekel Tuzlası'nda geçici işçi sıfatıyla çalışan Mehmet ve M. Şefik'in alacaklarına karşılık Nisan 1979 tarihli, imzalarını taşımayan bordroda (2742-2742-5484) lira tahakkuk ettirdiği ve kendilerine ödemede bulunmayarak zimmetine geçirdiği halde, ödemiş gibi 29.4.1979 gün ve 419291 numaralı tediye fişi düzenlediği,
2 - 23 işçinin 1979 Mayıs ayı ücretlerine ait ve gerçek alacaklarını gösteren bordro dışında ayrıca daha düşük miktarda ücretler yazarak ve müstehiklerinin imzalarını aldığı bir bordro hazırlayıp, işçilere ödemeyi buna göre yapmasına karşın alacak tutarlarını doğru gösterdiği bordroda ücrete hak kazanmış olanların imzalarını taklit edip buna göre paraları tahsil ederek aradaki 19.337 lira farkı zimmetine geçirdiği ve hakiki imzaları taşıyan bordroyu imha ettiği,
3 - Petrol Ofisi Bayii Nevzat'tan idarenin ihtiyacı için 30.4.1979 gün ve 1521 sayılı fatura karşılığında gerçekte 470 litre motorin aldığı, faturayı ise 870 litre almışçasına düzenlettirerek farkı 4.286 lira 40 kuruşu zimmetine geçirdiği,
4 - Fİkri'nin idarenin ihtiyacı dolayısıyla taşıdığı 50 cm3. kil bedeli olarak 6.000 lira ücret alması gerekirken, sanığın adı geçene "Devlet bu kadar gönderdi" diyerek 3.000 lira ödediği, buna rağmen 6.000 lira ödemiş gibi senet düzenliyerek aradaki 3.000 lirayı zimmetine geçirdiği ve tüm zimmet toplamının 32.127.40 liradan ibaret bulunduğu, mahkemece oluşa ve kanıtlara uygun biçimde kabul edilmiştir.
İşçilerin 1979 Mayıs ayı ücretlerine ait bordrodaki imzalar üzerinde yaptırılan incelemede Kriminalist Ertuğrul 17.3.1980 günlü raporunda, bordrodaki imzaların sanık tarafından sahte olarak atıldığını ve iğfal kabiliyeti bulunduğu bildirmiştir. Bu durumda:
a - Sanığın bir numarada açıklanan ve iki işçiye ait ücret bir defada mal edinmesi eyleminin tek adi zimmet suçunu oluşturduğu gözönüne alınmadan teselsül nedeniyle cezanın TCK.nun 80. madde ile arttırılması,
b - İki, üç ve dört numaralarda izah edilen eylemleri, dairedeki kayıtlarla saptanması mümkün olmayıp, ancak alacaklı işçilerin şikayetleri ve hemen yapılan müfettiş soruşturması ile ve işçilerin tek tek dinlenmeleri, bunlara ilişkin belgelerdeki imzaların alıcılara ait olmadığının ekspertiz raporuyla belirlenmesi sonucu ortaya çıkarılmış, böylece sanığın işlediği zimmet suçunun zahire çıkmamasını sağlamak amacıyla "hile ve hud'a" yoluna başvurduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun dairemizce de benimsenen 5.2.1968 gün ve 112/27 sayılı görüşleri veçhile eyleminin TCK.nun 203,80. maddelerine uyan tek müteselsil ihtilas suçunu oluşturduğu nazara alınmadan yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 23.3.1963 gün 50/50 sayılı kararı karşısında, bilirkişilerin fiilin niteliğine ilişkin görüş bildirmiyecekleri düşünülmeden, yetkilerini aşarak belirttikleri mütalaa temel alınmak suretiyle ayrı ayrı adiyen müteselsil zimmet suçundan hüküm kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı temyiz itirazları ile sanık vekilinin duruşmadaki savunmaları, tebliğname içeriği ve mütalaa bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321 ve 326. maddeleri gereğince (b) bendinde yazılı nedenler yönünden ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hak saklı kalmak üzere BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine, 24.2.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.