Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1982/9853
K: 1982/10695
T: 18.11.1982
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, 100.000 lira tazminatın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı Orman İşletme Müdürlüğü avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava, davacıya ait 810 parsel sayılı taşınmaz içerisinden bir kısım çam ağaçlarının davalı orman idaresi tarafından kesilerek götürülmesi sonucu meydana gelen zararın tahsili isteminden ibarettir.
Mahallen yapılan keşif ve paftaların arza tatbiki sonucu dava konusu kesilen çam ağaçlarının bulunduğu davacıya ait 810 parsel sayılı taşınmazın aynı zamanda orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, orman tahdidinin 1944 senesinde gerçekleştiği, oysaki tapulama tesbitinin 1954 senesinde yapıldığı ve bu suretle tapunun hukuken geçerli olduğu görüşü benimsenerek davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Bu yerin orman sayılıp sayılmayacağının tesbiti bakımından 4.7.1973 tarihinde yürürlüğe giren 1744 sayılı Kanunla değişikliğe uğrayan 6831 sayılı OK.nun muvakkat 1. maddesinden de anlaşılacağı gibi başlıca iki yöntem kabul edilmiş bulunmamaktadır. Bu yöntemleri şöylece sıralamak mümkündür.
1 - Uyuşmazlık konusu olan yerden orman tahdit kadastrosu yapılmış ve bu kesinleşmişse artık bu yerin orman olup olmadığı, bu orman tahdit haritasının uygulanmasıyla belirlenecektir. Diğer deyişme bu halde, Orman Bakanlığından gerekçeli mütalaa almaya gerek yoktur.
Ancak bu uygulama yapılırken, orman yüksek mühendisleri veya mühendisleri tarafından yerel bilirkişiden de yararlanılmak suretiyle orman tahdit haritasının hangi röper noktası ve hangi doğal sınırlardan yararlanmak suretiyle yerine uygulandığının uzman bilirkişilerce Yargıtay'ın denetimine imkan verecek şekilde çizdirilecek krokide yararlanılan poligon ve röper noktalarının birer birer gösterilmesi gerektiğinin hatırdan çıkarılmaması gerekir.
2 - Uyuşmazlıkk konusu yerde orman tahdit haritası yapılmamışsa, o zaman anılan muvakkat 1. madde gereğince bu yerin orman sayılıp sayılmayacağı hususunda, Orman Bakanlığı'nın gerekçeli mütalaası alınır.
Şunu unutmamak gerekirki, anılan maddenin son fıkrasında da açıkça belirtildiği gibi, mahkeme bu mütalaa ile bağlı değildir.
Mahkeme bu mütalaaya rağmen, itiraz edildiğinde, yerel ve uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde gerekçeli mütalaanın, gerçek duruma uygun olup olmadığını inceleyerek ve orman olup olmadığını bizzat karar verecektir.
Olayımızda uyuşmazlık konusu bulunan yerde 1944 yılında orman tahdit haritası yapılmış bulunduğuna göre, ihtilafın yukarıda bir nolu bentde bildirilen esaslar dahilinde çözümlenmesi gerekir.
Orman tahdit haritasının yapılış tarihine göre bu tahditin, o tarihte yürürlükte bulunan 3116 sayılı Orman Kanununun hükümleri dahilinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi 3116 sayılı Kanunla ormanlar: 1 - Devlet Ormanları 2 - Köy veya belediye veya herhangi bir kamu tüzel kişiliğine ait ormanlar 3 - Vakfa ait ormanlar 4 - Kişilere ait ormanlar olarak dörde ayrılmış ve geçici 1. meddesiyle tahdit sadece Devlet Ormanları; 6831 sayılı Orman Kanununa göre yapılan tahdit ise gerek devlet ve gerekse özel mülkiyete konu olan ormanlar bakımından öngörülmüştür.
Olayımızdaki tahdit, tarihi itibariyle sadece Devlet Ormanlarının tesbiti yönünden olduğundan, diğer deyişme tahdit sınırları içinde kalan ormanların devlet ormanları olduğu kesinleşmiş bulunduğundan, bazı ormanlar Devletleştirilmesine ilişkin 9.7.1945 kabul tarihli 4785 sayılı Yasa hükümleri ile bunların geri verilmesine ilişkin 24.3.1950 kabul tarihli 5658 sayılı Yasanın buna ilişkin hükümlerinin olayımızda incelenmesine gerek görülmemiştir.
Bilirkişilerin ağaç kesildiği iddia olunan yerin, orman tahdit sahası içinde bulunduğu yolundaki görüşlerine davacı tarafça itiraz edilmediğine göre, keşifteki eksiklik önem taşımamaktadır.
Orman niteliğinde olan bir yerin kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap edilmesine imkan olmadığı gibi (MK. m. 639); bu yerlerin tapulamaya tabi tutulması (Tapulama K. m. 2) ve bu yerler hakkında Tapulama Kanununun 31. maddesinde "Tapulama müsteniden tesis olunan tapu sicilleri aksi hükmen sabit oluncaya kadar muteberdir. Bu sicillerde belirtilen haklara tescilleri tarihinden itibaren on sene geçtikten sonra, tapulamaya takaddüm eden sebeplere dayanılarak itiraz olunamak ve dava açılamaz" hükmünü uygulama olanağı yoktur.
O halde herşeyden önce 1954 yılında tapulama yoluyla davacı adına tesis edilen tapunun geçerlilik taşıyıp taşımadığının tesbiti zorunludur. Nitekim davalı vekili davaya ait tapunun iptali için 26.11.1979 tarihli dilekçe iledava açmış, mahkemece 1.4.1980 günlü oturumda karşı tarf vekilinin bu dilekçeyi ayrı bir dava olması nedeniyle tebellüğ etmediği olgusuna dayanılarak bu dilekçenin hükümsüz sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Oysa, mahkemece yapılacak iş, harcı da ikmal edilmek üzere, mülkiyet ihtilafının çözümünü amaçlayan, bu davanın ayrı esasa kaydı için mehil vermek ve sonucuna göre karar tesis etmek olmalıydı.
Mahkemece bu maddi ve hukuk olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ile tazminat tutarının ödetilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz oluna hükmün yukarıda göesterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma niteliğine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18.11.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini