 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1982/746
K: 1982/2554
T: 11.03.1982
DAVA : Taraflar arasındaki alacak ve protokolün iptali davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 679.734 lira 36 kuruşun 1.9.1961 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine ilişkin olup, Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan kararların Yargıtay C. Başsavcılığınca peşin harç alınmadan temerrüt faizine hükmedilmesi, taraflar arasındaki protokolün yetkili organlar tarafından onanmadığı için geçerli olmadığı ve 1957 yılından sonra taraflar arasında kilovat saat satış ücreti bakımından bir anlaşma olmadığı nedenleriyle kanun yararına temyiz edilmesi üzerine, H.U.M.K.'nun 427. maddesinin 5. fıkrasında "hükümler" den söz edilmiş bulunması sebebiyle ve bu hukuksal müessesenin kabul amacı da gözönünde tutulduğunda 3633 sayılı Kanuna göre verilen hükümlere karşı da Cumhuriyet Başsavcısının, Kanun yararına temyiz hakkı bulunduğu oyçokluğu ile kabul edildikten sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Davanın tarafları olan Türkiye Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Karabük Belediyesi arasında bir protokol imzalanmıştır. Bu protokolün 1. maddesinde 1.9.1961 tarihi itibariyle Belediyenin elektrik cereyan bedelinden dolayı borç yekununun Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğünün kayıtlarına göre 837.234,36 lira olduğu tesbit edilmiştir. Yine protokolün 2. maddesine göre, bu miktarın 443.250,43 liralık kısmı ihtilafsız olup, 4. maddesinde de belirtildiği gibi geri kalan 393.683,94 liralık kısmı taraflar arasında çekişme konusunu oluşturmakta ve Sanayi Bakanlığının hakemliğine kabul edilmektedir. Taraflar arasında ihtilafsız olan kısmın ne şekilde ödeneceği ise protokolün 4. maddesinde gösterilmiştir. Bu maddeye göre borcun 393.983,94 liralık kısmı Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Belediye'ye ödemekte olduğu elektrik istihlak resimlerinden her ay 3500 lira tevkif edilmek suretiyle ödenecektir.
Demir Çelik İşletmelerinin herhangi bir faiz talep etmeyeceği de 6. maddede açıklanmış olup, yine bu maddeye göre, şayet Belediye her ne sebeple olursa olsun istihlak resimlerinden yapılan kesintiden vazgeçecek olursa, borç bakiyesinin tamamı muaccel olacak ve kanuni faize tabi tutulacaktır. Bilirkişi raporundan anlaşıldığı gibi Karabük Belediyesi tarafından davacı işletmeye ihtilafsız kısım için cem'an 157.600 lira ödenmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, özellikle taraflar arasında 3.8.1944 tarihinden beri süre gelmekte olan elektrik ceryanı verilmesine ilişkin mukavele hükümlerine 27.7.1959 tarihli yazıyla kilovat saat bedelinin 14 kuruşa çıkarıldığı bildirildiği halde, davalı Belediyenin ceryanı almakta devam etmiş bulunmasına ve elektriğin kilovat saatinin davacıya ait maliyet bedeline göre aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Hakem sıfatıyla bakılan davada 679.734,36 liranın temerrüt tarihi olarak benimsenen 1.9.1961 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verildikten başka, ödenmiş olan taksitlerin de faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Oysa protokolün 6. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde, borcun tamamının muaccel olacağı ve faize tabi tutulacağı kararlaştırılmıştır. Bunun genişletilerek ödenmiş taksitler içinde faiz yürütüleceğini kabul etmek hem taraflar arasındaki protokol hükümleri, hem de tazminat hukuku kuralları ile bağdaşmamaktadır. Bu nedenlerle kararın, ödenmiş taksitler yönünden de faiz hesaplanarak davacıya ödenmesine ilişkin bölümü usul ve yasaya aykırıdır.
3 - Dava dilekçesinde davacı, alacağın temerrüt faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Temerrüt faizine hükmedilebilmesi için temerrüt tarihinden dava tarihine kadarki faiz tutarının peşin harcının hesaplanarak yatırılması gerekir. Oysa davacının işlemiş faiz tutarı üzerinden peşin harç ödediği anlaşılamamıştır. Bu nedenle temerrüt faizine hükmedilmesi doğru değildir.
4 - Davacı, faiz talebinde bulunurken başlangıç tarihi göstermemiş, temerrüt konusunda bir açıklamada bulunmamıştır. Temerrüt tarihi araştırılıp tesbit edilmeden, protokolde belirtilen 1.9.1961 tarihinin faiz başlangıcı olarak gösterilmesi de kabul şekli yönünden usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2, 3 ve 4. bentlerde açıklanan nedenlerle H.U.M.K.'nun 427. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle reddine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına verilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 11.3.1982 gününde oyçokluğuyla karar verildi.