Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1982/6084
K: 1982/7436
T: 08.09.1982
DAVA : Taraflar arasındaki manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 30.000 liranın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazla istemin reddine ilişkin hükmün davalı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalının kendisini memuriyet görevini kötüye kullandığından söz ederek şikayeti üzerine açılan ceza davasında beraat ettiğini ileri sürerek 150.000 lira manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, şikayet hakkının kötüye kullanılmak suretiyle davacının kişilik hakkının saldırıya uğradığını kabul ve 30.000 lira manevi tazminatın tahsiline karar vermiştir.
1 - Dava, MK.nun 24. maddesi gereğince korunan kişilik hakkına yapılan saldırı nedeniyle BK.nun 49. maddesinden kaynaklanan bir manevi tazminat isteğidir. Bilindiği gibi kişilik hakkı, kişinin kendi özgür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir haktır. Bunun yanında, yargı önünde hak arama, şikayet özgürlüğü ve mahkemelere başvurma hakkı Anayasalarca yurttaşlara tanınan özgürlük haklarındandır (T. C. 1961 Anayasası m. 31 ve 62). Toplumda sulh ve huzurun hakça gerçekleşmesi için; bireyin kendi hakları ve bu hakların gösterdiği özelliklerin başkalarının hak ve çıkarlarıyla olan ilişkilerine göre daralması ve genişletilmesi gerekir. Bu da, bütün haklarda olduğu gibi kişiliğin ve kişilik hakkının korunmasının sınırsız olmadığını gösterir.
BK.nun 49. maddesinde açıkça anlatılmamış olmakla birlikte; burada da hukuka aykırılık (BK. 41-MK. 24) sorumluluğun vazgeçilmez unsurudur. Bu nedenle kişilik hakkının ihlali, kural olarak hukuka aykırı sayılır. Yeter ki, kişilik hakkını oluşturan kişisel değere el atma eylemi, yasal bir haktan kaynaklanması ve korunması, Bu şekilde hak ve çıkarların karşı karşıya gelmesinde veya hukuki çıkarların çatışmasında; hakimin, çatışan çıkarlar ve haklar arasındaki sınırı MK.nun 1. maddesi uyarınca hukuk yaratarak belirlerken adalete uygun hakça bir sonuca ulaşması için öğretide ve uygulamada kabul edilmiş ve genelleşmiş kural ve ölçülerden yararlanmalıdır. (Bkz. H. Tandoğan, Şahsiyetin Akid Dışı İhlallere Karşı Korunması, Ankara Üneversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. XX. 963, sayı : 4 s. I-36 A. Egger İsviçre Medeni Kanunu Şerhi, Adalet Bakanlığı Yayınları V. Çernis Çev. C. I, s. 249/297 Yargıtay 4. HD. 30.9.1976 T. ve 8657/8994, 18.2.1980 T. ve 666/20077; 13.11.1980 T. ve 10368//12964 sayılı kararları). Bu genel kabul görmüş kural ve ölçülere göre kişilik hakkını oluşturan kişisel değere saldırının hukuka uygun sayılması için (özellikle bak arama özgürlüğünde):
A - Her şeyden evvel bireyin hukukça korunan bir üstün hak ve çıkarının bulunması zorunludur. Hukukça korunan haklı bir çıkarın elde edilmesi sırasında kişilik hakkı saldırıya uğramış ise; artık kişilik hakkı üzerindeki hukuki korunma, herkesin özgürlüğü adına ortadan kaldırılmalıdır. Kuşkusuz, hukuken korunan varlıklar olarak onur ve saygınlık ile hak arama özgürlüğü soyut kavramlar olarak ele alındığında birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Ancak, somut olaydaki nisbi kıymeti alındığında kişinin davranış özgürlüğü, saldırıya uğrayan kişilik hakkından üstün olabilir (Tandoğan age.). Bu sonuca ulaşmak ve saldırının hukuka uygunluğu için, hukukça korunsa üstün hak ve çıkarın bulunması yeterli değildir; hakkında kötüye kullanılmamış olması da gerekir.
B - Şirket hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığının tesbiti için iki yön üzerinde durulması gerekir:
a - Şikayet hakkı "amaca uygun" olarak kullanılmış olmalıdır. Amaca uygunluk, öz çıkarın korunmasıyla mümkündür. Örneğin; ilgili makamlara yapılan ihbar ve şikayet hakkının koruduğu çıkarı elde etmek için yapılmış ise, amaca uygun bir davranış olarak hukukada uygundur. Ancak bir çıkar sağlamak için kullanılmış ise, hukuka uygunluktan söz edilemiyecektir. çünkü hak ve özgürlüklerin amacından saptırılarak bireyin, hukukça korunan kişisel değerlerine girme ve el atma iyi niyet kurallarına (MK. 2) aykırı düşen davranıştır.
b - Şikayet hakkı uygun araçlarla yapılmalıdır. Daha geniş bir anlatımla hakkın kullanılmasında gerçek olaylara dayanılmalı ve aşırı davranılmamalıdır. Aksi halde amaca varmak için uygun araç seçilmemiş olur ki; bu da hakkı kötüye kullanıldığının tartışmasız kanıtı olur. Uygun araçlarla amaca varmak için yapılan davranışlar, kişilik hakkına girse bile hukuka aykırı sayılmamalıdır.
Gerçek olaylara dayanılıp dayanılmadığının belirlenmesi, maddi kanıtların değerlendirilmesiyle mümkündür. Ancak hak arama özgürlüğü içinde olan şikayet kullanılmasında aşırı davranılıp davranılmadığının belirlenmesi her zaman (özellikle ihmali davranışlarda) aynı kolaylıkla mümkün değildir. Herkes hemcinslerine karşı insanlık onuruna yakışır uygun bir tarzda hareket etmelidir. Karşısında kişilik hakkını alarak, bir çıkarı öne süren kişi, en azından hemcinsinin kişiliğini düşünmek zorundadır. Aşırı davranış bir ihmalin sonucunda olsa, hukuka uygunluktan söz etmek mümkün olmamalıdır. Gerçek bir olay karşısında bulunan durumlarda bile,, elinde hiçbir kanıtı olmayan kişinin tahmine ve zanna dayanarak veya orta derecedeki kişinin dahi yetersizliğini tartışabileceği kanıtlarla şikayet hakkını kullanması aşırı bir davranış olarak hukuken korunmamalıdır. Ancak, benzer olaylarda kusuru oluşturan ihmali davranışı, BK.nun 49. maddesinin düzenlenmesine uygun olarak "ağır ihmal" derecesinde olmalıdır.
Olayımızda davalı (İ.S.) Samandağı İlçesi maliye teşkilatında görevli iken, Hatay Valiliği'ne Mal Müdürü olan (M.G.) nin ilçede yaygın duruma gelen yolsuzluklarını şikayet yoluyla aktarmıştır. Bu şikayet dilekçesinin 7. kısmında aynen "... söylentilere göre mal müdürü ile yoklama memuru külliyetli miktarda menfaat sağlamaktadırlar" denmek suretiyle işin içine davacımız da karıştırılmıştır. Yapılan idari ve adli tahkikat ve yargılama sırasında dinlenen tanık Bedir "davacı Ali'nin kendisinden haksız çıkar sağladığını" ve Ali de, "Mal müdürü ile bütün dairenin şebeke halinde çalıştığı ve aralarında zaman zaman paylaşmada çekişmeler olduğunu ve görev değişiklikleri yapıldığı söylentilerinin yaygın olduğunu" beyan etmişlerdir. Bu kanıtlar, davalının gerçek olaylara dayanarak ve üstün bir çıkarın korunması amacıyla hareket ettiğini göstermektedir. Davalının suç duyurusuna dayandırdığı kanıtlar hakkın kullanılmasını gerektirecek niteliğe ulaştığını göstermektedir. Gerçek olan olaya dayanan iddianın az veya çok doğrulayacak kanıtlarla resmi kurumlara bildirilmesi hukuka uygun bir davranış olarak, kişilik hakkı karşısında, korunması zorunludur. Aksi halde, kişiliğin hudutsuz korunması, kişi özgürlüğünün ölümü olurdu. İnsanın çalışması, gelişmesi ve ona verilmiş görevlerin yerine getirilmesi için gerekli olan özgürlük, yukarıda belirtilen sınırlar dışında daraltılmamalıdır (Egger, age. s. 297). Kuşkusuz, kişinin ve olayımızda olduğu gibi davacının bir suçlu olarak gösterilmesi, onun kişilik sahasına bir salıdırıdır. Ancak, bu saldırı kişiliğe değil, "kişik hakkına" dokunmadıkça sorumluluğa varan bir zarardan söz edilemeyecektir.
Ceza mahkemesince verilen beraat kararları; şikayet hakkının, kişilik hakkına zarar verecek şekilde hukuka aykırı kullanıldığının ölçüsü olamaz. Dairemizin yerleşmiş uygulaması bu yoldadır (yukarıda belirtilen örnek kararlar). Bu nedenle davacının ceza mahkemesinde üzerine atılan suçtan beraat etmiş olması, isteğin kabulüne neden olamaz.
O halde mahkemenin, kişilik hakkının şikayet hakkı karşısında korunması ve her iki hakkın çatışmasında, yukarıda belirtilen genelleşmiş görüş ve kurallarla uyuşmayan tazmin kararı usul ve yasaya aykırı olup; hüküm dava reddedilmek üzere bozulmalıdır.
3 - Usulün 275. maddesi hükmünce çözümlenmesi özel ve teknik bilgiye bağlı hususlarda hakim, bilirkişinin oy bilgisini almaya karar verebilir. Mahkeme, olayda davalının sorumluluğunu tayin için bilirkişiye başvurmuştur. Davada sorumluluk yönünden ulaşılacak sonuç, tamamen bir yargı görevidir. Hakim, hukuki sonucu yargı ödevi gereği olarak kendisi de değerlendirecektir. Kendisine Türk Milleti adına yargı görrevi verilen hakimin, hukuk kurallarını bildiği ve bunları değişik olaylarda değerlendirebileceği tartışmasızdır. Nitekim, HUMK.nun 2494 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle "Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez" hükmü getirilmiştir. Kişilik hakkı, hak arama özgürlüğü kavramları ile kişilik hakkının zarar görmesi halinde bunun sonuçlarını düzenleyen kurallar, hakimlik mesleğinin gereği olarak bilinmesi gerekli bilgiler kapsamı içindedir. O halde; mahkemenin, davaya konu olan şikayet hakkının kullanılması olayında sorumluluğunun belirlenmesi için bilirkişiye başvurması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı kararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 8.9.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini