 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1982/1910
K: 1982/2340
T: 08.03.1982
DAVA : Taraflar arasındaki istihkak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı yönünden reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe göre, tarafların ve daha başka kişilerin ortak miras bırakanlarından Musa 25.2.1959'da ve Emine 12.11.1962'de ölmüşlerdir. Bunlardan Musa'nın terekesi tarihi açıklanmayan bir günde tüm mirascılar arasında bölüşülmüş ve tarafların payına düşen bölümü birlikte olarak davalının yedinde bırakılmıştır. Davacı kendisi ile davalının ortak bulunduğu paylarına düşen malların cins, adetve değerlerini açıklayarak tamamının değerlerinin toplamından yarısının davalıdan alacak olarak tahsiline karar verilmesini istemektedir. Davalı zamanaşımı def'inde bulunmuş ve mahkemece davanın adi istihkak niteliğinde olduğu kabul edilmekle beraber BK.nun 125. maddesindeki hükmün uygulanması gerektiğinden söz edilerek zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Gerçekten taraflar arasında mirasçılık yönünden uyuşmazlık yoktur. Ne var ki, mülkiyet hakkının müeyyidesi olan istihkak davası açma hakkı, zamanaşımına tabi değildir. Başka bir anlatımla, mülkiyete dayanan istihkak davalarında dava hakkını ortadan kaldıran bir zamanaşımı süresi yoktur. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması da bu yoldadır. Şayet müşterek mallar mevcut değilse hak bedele dönüşeceğinden, ancak bu halde BK.nun 66. maddesindeki zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olabilecektir. Bu zamanaşımı ise malın elden çıktığını veya telef olduğunu davacının kesin olarak öğrenmiş olduğu günden itibaren işlemeye başlar. Öte yandan ortakmal mevcut ise, bedelinin ödetilmesi değil ortaklığın giderilmesi istenebilir.
O halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle davaya konu edilen malların mevcut olup olmadığını araştırmak ve mevcut ise zamanaşımı def'ini reddederek ileri sürülüşe göre işin esasını inceleyip bir karar vermek, mevcut değilse davanın bedele ilişkin olduğu da gözetilip malların elden çıktığını veya telef olduğunu davacının hangi tarihte öğrendiği konusunda davalıya ispatolanağı verdikten sonra öğrenme günü ile davanın açıldığı gün arasında gerçekten bir yıldan fazla bir süre geçmişise bu takdirde davanın zamanaşımı yönünden reddine karar vermekten ibaret idi. Bu yönler üzerinde durulmaksızın olayda BK.nun 125. maddesindeki zamanaşımı süresi geçtiğinden söz edilerek, davanın zamanaşımı yönünden reddedilmiş olması kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 8.3.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.