Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1982/11317
K: 1983/1151
T: 07.02.1983
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 302.400 lira ağaç bedeline ilişkin tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya dair isteminin reddine ilişkin hüküm davalı Ali tarafından herne kadar duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteği dikkate alınmayarak kağıtlar üzerinde yapılan inceleme sonunda; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra, dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, 1605 sayılı Yasa gereğince belediyece oluşturulan parsellerden davalıya verilen 7287 nolu parsel üzerinde bulunan ağaçların mülkiyetinin taşınmazla birlikte davalıya geçtiğini, bu şekilde haksız zenginleşme karşılığı olarak 360.000 liranın davalıdan alınmasını istemiştir.
Mahkeme, belediyece 1605 sayılı Yasanın 42. maddesi gereğince yeni parseller oluştururken, davaya konu yapılan ağaçların değerlendirmeye tabi tutulmadığını kabul ve ağaç bedelleri olan 302.400 liranın davalıdan alınmasına karar vermiştir.
MK.nun 619. maddesi: Bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütün mütemmim cüz'ülerine de malik olacağını kabul etmiştir. Bu nedenle taşınmaz üzerinde bulunan ister bina, isterse ağaç olsun; bunlar, mütemmim cüz olarak kabul edildiği sürece taşınmazın mülkiyetinden ayrı olarak düşünülemezler. Yeterki yasalarda aksine özel bir düzenleme yapılmamış olsun. Bu ayrık hükümlerden biri de 1605 sayılı Yasanın 42/C maddesi bulunmaktadır.
Gerçekten uyuşmazlık, - Medeni Yasanın getirdiği genel kuralın aksine özel bir ayrıcalık getiren-, 6785 sayılı İmar Yasasının 1605 sayılı Yasa ile değişik 42. maddesinden kaynaklanmaktadır. İmar Yasasının bu değişik 42/C maddesinde: .. Üzerinde bina bulunan hisseli parsellerde şuyulandırma sadece zemine ait olup, şuyuun giderilmesinde bina bedeli ayrıca nazara alınır.. Bira veya bir kaç parsel üzerinde yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe veya şuyu giderilmedikçe, bu yapıların eski maliklerince kullanılmasına devam olunur" hükmü getirilmiştir. Görülüyor ki bu yasaya göre, hamur haline getirilen taşınmazlardan, yeniden imar parselleri oluşturulmasında binalar, üzerinde bulundukları yerin mülkiyet hakkına sahip olanlardan başkasına (eski maliklerine) bırakılabilmektedir. Ancak yasa, yalnız taşınmaz üzerinde bulunan "bina"lardan söz etmiş; taşınmazda bulunabilecek "ağaç"larla ilgili açıklamada bulunmamıştır. O halde, üzerinde öncelikle durulması gereken sorun; ağaçların da binalar gibi, Yasanın 42/C maddesinin getirdiği hukuki düzenleme kapsamına girip giremeyeceğidir. Çünkü ağaçların da binaların gibi bu düzenlemeden yararlanması halinde ağaçlar üzerinde mülkiyet hakkının varlığı kabul edileceğinden davacı da isteğinde haklı olacaktır.
İmar Yasasının 42/C maddesinde açık ve kesin olarak "bina" sözcüğü kullanılmıştır. Yasada "mütemmim cüz" gibi genel bir sözcük kullanılmadığına göre benzetme yoluyla yasa koyucunun çok açık iradesinin kapsamını genişletmek mümkün değildir. Çünkü 1605 sayılı Yasanın 42/C maddesiyle yapılan bu düzenleme, bu Yasayla yürürlükten kalkan 6785 sayılı Yasanın 42. maddesinde bulunmamakta idi. 42. madde ile getirilen değişiklik, Yasasının uygulanmasından ortaya çıkan bir boşluğu gidermek amacına yöneliktir. Bu madde ile boşluk veya karşılanmak istenen ihtiyaç binalarla ilgilidir. Yasa koyucu taşınmazlar üzerinde ağaçlarda da, binalar gibi bir düzenleme ihtiyacını duymuş olsaydı bunu açıkca belirtebilirdi; böyle bir ihtiyaç duyulmamış olmalıdır ki yalnız binalardan söz edilmiştir. Nitekim MK.nun 648 ve 649. maddelerinde binalar hakkında getirilen hükümlerin, ağaçlar hakkında da uygulanacağı daha sonra gelen 655. maddede açık şekilde belirtilmiştir.
O halde, davalıya aktarılan parsel üzerinde bulunan ağaçlarda yer ile birlikte davalının mülkiyetine geçmiştir. Bundan sonra tartışılması gereken sorun, malvarlığına geçen bu ağaçlardan dolayı davalının, haksız bir zenginleşmesinin (BK.m. 61) olup olmadığıdır.
Bilindiği gibi, BK.nun 61. maddesine göre haksız zenğinleşmeden ve bunun iadesinden söz edebilmek için zenginleşmenin haklı bir nedene dayanmamış olması zorunludur. Olayımızda: Davaya konu olan zeytin ağaçlarının bulunduğu 7285 nolu bir parsel davalıya idari bir kararla aktarılmıştır. Belediye 1605 sayılı İmar Yasasından aldığı yetki ve güçle tasarrufta bulunmuş ve mülkiyeti davalıya aktarmıştır. Böylece taşınmaz, üzerindeki ağaçlarla birlikte davalının malvarlığına geçmiştir. Bu nedenle, davalının malvarlığındaki bu artış dayanıksız ve sebepsiz değildir; idare kararına dayanmaktadır. O halde, davalı olayımızda haksız bir eylemle davacı zararına mal edinen kimse durumunda değildir.
Olayda davacının zarar görmüş olduğu tartışılabilir veya kabul dahi edilebilir; ancak bu davalının sorumluluğu için yeterli değildir. Burada şu hususunda açıklanmasında yarar vardır: Gerek 6785 ve gerekse bunu değiştiren 1605 sayılı Yasasının 42. maddesinde, açık bir hükmü bulunmamakla beraber, davacının malvarlığında gerçekleştirilen eksilme oranında kendisine o değeri taşıyan pay veya mal verilerek veya paylandırmada yüzölçümü değilse değer esası tutularak ve bunda yüzölçümü de gösterilerek işlem yapılması zorunludur. Kısacası, davacının taşınmazı diğer komşu parsellerle hamur haline getirildikten sonra, kendisine verilen imar parselinde, dava konusu ağaçların değerinin de dikkate alınması gerekirdi. Şayet idari tasarrufta, Yasanın bu amacına aykırı bir davranış ve sonuç doğurucu nitelik varsa bu karara karşı idari yargı mahekemelerinde dava açılabilir.
Davaya konu olan olayda, yukarıda açıklandığı gibi, ne 1605 sayılı Yasasının 42/C maddesinden kaynaklanan ve ne de haksız eylem-haksız zenginleşmeden doğan bir tazminat alacağı söz konusudur. O halde mahkemenin yasal dayanağı bulunmayan isteğin reddine karar vermemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 7.2.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini