Dava dilekçesinde oğlu Halilin nüfus kaydındaki 11.3.1972 olarak yazılı olan doğum kaydının 11.3.1962 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Yaşının düzeltilmesi istenen Halilin radyolojik incelemesi de yapılarak 11.5.1982 tarihinde düzenlenen rapora göre, 17 yaşında olduğu saptanmıştır. Muayenesi yapılan kişinin, doğum ilmuhaberinde, doğuma tanıklık edenler de dinlenerek, aynı kişi olduğu saptandığı takdirde, Halilin radyolojik incelemesi de yapılarak 11.5.1962 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde Olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Yaşının düzeltilmesi istenen Halilin radyolojik incelemesi de yapılarak 11.5.1982 tarihinde düzenlenen rapora göre, 17 yaşında olduğu saptanmıştır. Muayenesi yapılan kişinin, doğum ilmuhaberinde, doğuma tanıklık edenler de dinlenerek, aynı kişi olduğu saptandığı takdirde, Halilin gerçeğe ve görüşüne ters düşen şekilde, 11.3.1972 doğumlu olarak, nüfusa kaydedildiğinin kabulü zorunludur.

Nüfus kütüklerinin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan, buradaki kaydın gerçeğe uygun olarak düzeltilmesi zorunluluğu vardır.

Dava dilekçesinde bildirilen 11.3.1962 olan doğum tarihi ile rapora göre saptanacak doğum tarihinde davacı ana, Hüseyin'le evli bulunmaktadır. Bu durum davanın reddi için yeter bir neden sayılamaz. Ancak, MK.nun 303. maddesi hükmüne göre, Halilin nesebinin sahih olmadığı, babasının İbrahim olduğuna dair, bir hüküm istihsal edildiği takdirde, nesebe ilişkin nüfus kaydındaki engel ortadan kalkar.

Mahkemece yapılacak iş, yaşının düzeltilmesi istenen Halilin nesebinin sahih olmadığına dair, dava açıp ilamı almak üzere, davacıya mehil verilerek alınacak ilanın hükmü de dikkate alınmak suretiyle, delilleri takdir edip, bir hüküm tesis etmekten ibarettir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 16.12.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972