 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1982/7244
K: 1982/8755
T: 23.11.1982
DAVA : Kendi adına asaleten, Oğuz'a vekaleten ve Özkamil kayyımı ile Şeküre arasındaki alacak davasının bozmaya uyularak yapılan muhakemesi sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacılar tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2 - Miras bırakanın davalılardan Şeküre'ye sağlığında saklı pay sahibi mirasçılarının saklı paylarını zedelemek amacı ile temlikte bulunduğu ileri sürülmüş ve karşı taraf zamanaşımı def'inde bulunarak davanın reddini istemiş, mahkemece bu savunma yerinde görülmüş, tenkise karar verilmiş, hüküm temyiz edilmiş, dava günü ile ölüm günü arasındaki beş yıllık mutlak (tavan) sürenin geçmiş olması karşısında, davanın reddi gerektiği gerekçesi ile hüküm bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş dava reddedilmiş, işbu karar temyiz edilmiştir.
Gerçekten bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar.Ancak bozma maddi bir hataya dayandığı takdirde kazanılmış haktan söz edilemez.
Davacılardan Özkamil akli ve bedeni durumu yüzünden Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 6.9.1963 günlü ve 729-890 sayılı kararı ile haciz altına alınıp davalı Şeküre'nin vesayetine terkedilmiştir. Temyize konu dosyada, mahcur ile vasi davanın tarafını teşkil etmektedir.
Vesayet devam ettiği süre içinde vesayet altında bulunanların vasi zimmetinde bulunan alacakların hakkında zamanaşımı işlemez. İşlemeye başlayanlar ise durur (BK.m. 132/2). Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 11.7.1936 günlü 2914/1589 sayılı kararında da ifade edildiği gibi, BK.nun 132. maddesinde yer alan "alacak" deyimi mutlaktır. Yani alacak hakkı ister vasilik görevinin yerine getirilmesi yüzünden meydana gelmiş bulunsun, ister hacir kararından önce veya sonraki bir haklı ilgili olarak doğmuş olsun, her halde vasi ile, vesayeti altında bulunan kişi arasındaki davalarda zamanaşımı işlemez. Şayet işlemeye başlamış ise vesayet ilişkisi devam ettiği sürece durur (BK. m. 132/2). Olayda Özkamil, 1963 yılında Şeküre'nin vesayetine terk edilmiş, ortak miras bırakanları Tahsin'de 25.8.1963 de ölmüş, tenkis davası ise 5.1.1977 tarihinde açılmıştır. Az önce belirtildiği gibi, tenkis davasının devam ettiği süre içinde vasi ile mahcur yani olayımızda, davacı ile davalı arasındaki vesayet ilişkisi yüzünden zamanaşımı işlemez. öyle ise mahkemece vesayetin ne zaman bittiğinin araştırılması, bitiş tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin geçip geçmediğinin tespit olunması, süre geçmiş ise şimdiki gibi davanın red edilmesi, aksi halde tenkis isteği konusunda toplanan deliller değerlendirilip sonucu uyarınca hüküm verilmesi gerekir. Bu yönün gözetilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple (BOZULMASINA), 23.11.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.