 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1982/4487
K: 1982/4112
T: 16.06.1982
DAVA : İstiklal Marşı söylendiği sırada laubali hareketlerde bulunma suretiyle yetkili mercilerce verilen emirlere riayetsizlikten sanık Hüseyin hakkında yapılan duruşma sonunda; TCK.nun 526/1, 94 ve 647 sayılı Kanunun 4 ve 6. maddeleri gereğince 5500 lira hafif para cezasıyla tecziyesine, cezasının ihtaren tesciline, yargılama gideri alınmasına dair (Eskişehir 1. Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 14.12.1981 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde dilekçeyle istemek ve dava evrakı, C. Başsavcılığı'nın 20.5.1982 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle; okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Hükümde sanığın eylemi (Ticaret Meslek Lisesi Bahçesinde İstiklal Marşı söylenirken elinde sigara olduğu halde laubali hareketlerde bulunmak, duvara dayanarak dinlenmek) şeklinde kabul edilmiştir.
TCK.nun 145. maddesinin ilk fıkrasında: (Türk Bayrağı'na veya Devletin diğer bir hakimiyet alametini tahkir kasdıyla bulunduğu yerden söküp kaldıran veya yırtan, bozan yahut diğer herhangi bir suretle tezlil eden kimse bir seneden üç seneye kadar hapsolunur) denilmektedir.
Fıkradaki (alamet) deyiminin maddi bir varlığa münhasır bulunduğu söylenemez. Bir fikir bir inanış, milli ve manevi değerlere saygı ifadesi olan bir düşünce davranış biçimi gibi hususlarda bu deyiminin kapsamı içinde mütalaa olunmalıdır.
Bu nedenle; milli varlığımızn ifadesi olan İstiklal Marşı'nın, Devletin hakimiyet alametlerinden biri olduğu şüphesizdir.
Fıkrada (herhangi bir suretle tezlil) deyimine yer verilmiş olması, maddi unsurun geniş anlamda kabul edildiğini, bu itibarla; aşağılatıcı nitelikteki her türlü söz, işaret ve davranışın madde kapsamına girdiğini göstermektedir. Devletin hakimiyet alameti olan İstiklal Marşı'nın, temsil ettiği fikre ve taşıdığı anlamın yüceliğine layık bir saygı hali ve ortamında dinlenmesi
asıldır. Okul bahçesinde Milli Marş söylenirken sigara içip duvara dayandığı ve laubali bir görünüm içinde bulunduğu karar yerinde ifade edilen sanıkta tezlil kastının mevcudiyetinin kabulü gerekir.
Bu itibarla sanığın yukarıda tavsif edilen eyleminin TCK.nun 145/1. maddesine uyduğu ve davaya bakmanın Asliye Ceza mahkemesinin görev alanına girdiği gözetilerek vazifesizlik kararı verilmesi gerekirken, uygulama yeri olmayan 526/1. maddeyle hükmün tesisi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA, depo parasının iadesine 16.6.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.