 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:1982/7448
K:1982/8673
T:29.06.1982
* TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN KAZANILMASI
ÖZET : Kamulaştırma ile mülkiyet davacı idareye geçmekle, taşınmazın sonradan ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan icra satışından satın alan davalının ancak kamulaştırma işlemi sırasında tebligat yapılmayan yarı pay sahibi Ahmet'in arkadaşı "ardılı" halefi sıfatıyla kamulaştırma hukuku çerçevesinde kamulaştırma işlemine karşı dava hakkının varlığı söz konusu olabilir.
(743 s. MK m. 633)
Taraflar arasında görülen davada; davacı, kamulaştırılan 1059 ada 19 parsel sayılı taşınmaz, ortaklığın giderilmesi davası sonunda davalıya satıldığından kaydın iptalini, adına tescilini istemiştir. davalı, ihaleden satın aldığını, iyiniyetli bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Kamulaştırmanın tamamlanmadığı ve kesinleşmediği anlaşıldığından davanın reddine ilişkin karar davacı ile davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. İncelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili ve Öz gönül tarafından istenilmekle; bilahare dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü
Dava konusu 109 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yarı payı Ahmet oğlu Ahmet'e, yarı payı ise verasette iştirak suretiyle Hatice, Ayhan, Ayşe, Nurten ve Şabana ait olmak üzere tapuda kayıtlı iken davacı idare tarafından kamulaştırılmış ve kamulaştırma bedeli bankaya yatırılmıştır. Herne kadar kamulaştırma işlemi sırasında ilgili tapu sicil muhafızlığı 11.3.1977 tarih 937 sayılı yazısında; kayıt maliklerinden yarı pay sahibi Ahmet oğlu Ahmet'in isminin bildirilmeyip, taşınmazın maliklerinin verasette iştirak suretiyle pay sahibi bulunan yukarda adları kaydedilen kişiler Olduğunun bildirilmesi üzerine kamulaştırma sırasında yarı pay sahibi Ahmet oğlu Ahmet'e tebligat yapılmamış isede kamulaştırmanın, taşınmazın tamamı üzerinden yapıldığının, diğer bir söyleyişle taşınmazın tamamının kamulaştırıldığının kabulü zorunludur. Kamulaştırma ile mülkiyetin davacı idareye geçtiği MK.nun 633. maddesi hükmü gereğidir.
Hal böyle olunca; taşınmazın, sonradan ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan icra satışından satın alan davalının, yarı pay sahibi Ahmet oğlu Ahmet'in arkadaşı "halefi" sıfatıyla ancak kamulaştırma hukuku çerçevesinde kamulaştırma işlemine karşı dava hakkının varlığı söz konusu olabilir.
O halde, davalının anılan hakkı saklı tutulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmek gerekli iken yazılı Olduğu üzere reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacı idarenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), gelen temyiz eden vekili için 5000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden tahsiline ve peşin harcın iadesine 29.6.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.