 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1982/2265
K: 1982/2665
T: 12.03.1982
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, tapulamada 3096 parsel no.su ile tesbit olunan taşınmazın tesbitine dayanarak kayıt miktarına 1600 m.2 fazla yer tesbit edilmiş olup fazlalığın devletin hükmün ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeni ile tapusunun iptaline ve Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Bu karar süresinde davalı Nakil vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava konusu 3096 parsel, tapulamaca tevzi suretiyle davalıya verilen 1.7.1943 tarih 66 nolu tapu esas alınmak suretiyle tapulamaca davalı adına tesbit görmüştür. Tesbitinin dayanağı olan tapunun tevzi haritası mevcuttur. Davacı hazine, tesbite esas olan tapunun sınırlarında fundalık bulunduğunu ve böylece tapunun miktarıyla geçerli olduğunu oysa tapulamaca davalıya tapu miktarından fazla yer verildiğini ileri sürerek bu fazlalığın iptalini istemiştir. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Gerçekten tapulama tesbitine esas olan davalı tapusu doğu-batı ve güney yönlerde sınır olarak fundalığı okumaktadır. Ancak tapunun dayanağı ölçekli bir tevzi krokisi vardır. bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü tevzi krokisi ile tapulama paftasının uygulanması ile mümkündür.
Mahkemece de bu yönde uygulama yapılmıştır. Nevar ki hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi Kadastro Fen Amiri Ömer imzalı rapor, tevzi krokisi ile tapulama paftasının çakışıp çakışmadığını ve buna göre davalı adına tapulamaca tevzi krokisindeki miktardan fazla yer tesbit edilip edilmediğini yeterince açıklığa kavuşturacak nitelikte değildir. Örneğin, raporun 4. sahifesinde sondan 3. paragrafı ile 5. sahifesinin baştan 3. paragrafında yer alan hususlardan ve raporun netice kısmındaki ifadelerden kesin bir sonuç çıkarmak mümkün görülmemektedir. O halde yukarıda değinildiği üzere tevzi krokisi ile tapulama paftasının çakışıp çakışmadığı ve buna göre davalıya tapulama tesbitinde tevzi krokisindeki miktardan fazla yer verilip verilmediği hususunda uzman bilirkişiden ek rapor alınması ya da bu yönde yeniden bir uygulama yapılması zorunludur. Belirtilen bu yön açıklığa ve kesinliğe kavuşturulmadan yeterli görülmeyen inceleme ve uzman bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabul edilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin harcın iadesine 12.3.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.