 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1982/13402
K: 1982/13438
T: 15.11.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davada: Davacı, tapulu taşınmazlarına dahil bir kısım yere davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, dava konusu yerin kendi tapuları kapsamında olduğunu savunmuşlardır. Mahkeme, davalının 16.80 m.lik taşınmazlarına elatmanın önlenmesini ve bu kısımdaki inşaat temelinin kal'ine karar vermiştir. Bu karar süresinde davalılar tarafından temyiz olunmakla dosya incelenerek gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, Mayıs 1322 tarih 134 nolu kayıttan gelen 24.8.1981 tarih, 1 nolu tapuya, davalılar ise Eylül 1321 tarih 123 nolu kayıttan gelen Mart 1979 tarih 1 nolu tapuya dayanmışlardır. Davalılar tapusu önceki tarihli olmasına karşın Kuzey sınırında davacıların dayandığı tapu maliklerinden (D.İ.) oğlu (A.)'ı sınır okumaktadır. Bu durumda taraf taşınmazlarının Kuzey ve Güney yönleri itibari ile birbirlerine komşu olmaları gerekir. Oysa yapılan keşifte yerel bilirkişi İsmail deresinin heriki taşınmazı ayıran ortak sınır olduğunu söylemiştir. Bu nedenle bilirkişinin sözleri tapu kaydına uygun düşmemekte ve hükme yeterli bulunmamaktadır. Yerel bilirkişinin hükme yeterli olmayan sözlerine dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca uyuşmazlığın çözümünde Göynücek ilçesi İmar Planı esas alınarak İmar İskan Bakanlığınca düzenlenen hatiranın uygulanması suretiyle sonuca gidilmesi de doğru değildir. O halde, çevreyi iyi bilen kimseler arasından seçilecek yerel bilirkişiler eli ile yeniden taraf tapularının sağlıklı bir biçimde uygulanması Kuzey ve Güney yönlerindeki ortak sınırının tesbit edilmesi, tapu kapsamlarının uzman bir bilirkişiye çizdirilecek krokide gösterilmesi ve bu suretle nizalı yerin taraflardan hangisinin tapusu kapsamında kaldığının kesinlikle belirtilmesi, böylece hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi zorunludur. Mahkemece açıklanan şekilde bir incelemeyi içermeyen eksik soruşturma ve araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Mümeyyiz tarafın temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.11.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.