 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1982/10990
K: 1109/10932
T: 06.10.1982
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar, miras bırakanları Süleyman ve Halife adlarına Mayıs- 1921 tarih 89 numarada kayıtlı tapulu taşınmazlarına davalıların elatmalarının önlenmesini istemişlerdir.
Davalılar, nizalı yerin tapulu mülkleri iken hazineye devrettiklerini bildirmişler ve kesin hüküm itirazında bulunmuşlardır.
Mahkeme elatmanın önlenmesine karar vermiştir. Kararın Yargıtay'ca incelenmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar, 1291 tarihli 89 numaralı tapuları kapsamında kalan taşınmaza davalıların elattıklarını ileri sürerek önlenmesini istemişlerdir. Davalılar çekişmeli yerin afet kadastrosu gördüğünü bu yere ait tapularının 3 parsel numarasıyla revizyon gördükten sonra satış yolu ile Hazineye geçtiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Bu duruma göre öncelik dava konusu yerin kadastro görüp görmediğinin sorulması, kadastro görmüş ise savunmada ileri sürüldüğü gibi davalı taraf adına yapılan kadastro tesbitinden sonra taşınmazın satış yoluyla Hazineye devir ve temlik edilip edilmediğinin saptanması, savunmanın gerçekleşmesi halinde kadastro tesbiti iptale kadar geçerli olduğundan elatmanın önlenmesi isteği ile açılan işbu davanın reddedilmesi gerekli olduğunun düşünülmemesi yolsuzdur.
Kadastro görmediğinin anlaşılması halinde taraf tapularının uygulanmasına ilişkin olarak yerinde yapılan keşifte bilgisine başvurulan bilirkişisinin sözleri yeterli olmmadığından yeniden çevreyi iyi bilen yaşlı kimseler arasından usulüne uygun olarak seçilecek yerel bilirkişiler eliyle uygulama yapılması, tapuların tesis tarihlerindeki sınırların bilirkişilere tarif ettirilerek göstertilmesi, bilirkişilerin bilemedikleri sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, davacı tapusunun "ceviz ağacı" sınırı yönünden değişebilir sınırlı olduğunun kabulü ile tapuya miktarı ile geçerli muhteva tayin olunması, ayrıca uzman bir bilirkişiye keşfi izlemeye ve infazı sağlamaya yeterli kroki çizdirilmesi ve böylece nizalı yerin taraflardan hangisinin tapusu içinde kaldığının kesin olarak saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi zorunludur. Tüm bu yönler dikkate alınmadan eksik ve yetersiz inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINAN ve peşin harcın iadesine 6.10.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.