 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1982/5744
K: 1983/814
T: 03.02.1983
DAVA : Taraflar arasındaki tapudaki payın düzeltilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hükmün; dairemizin 9.3.1982 gün ve 1982/1389-1389 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde taraflar vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davalı Bağ-Kur'a dava konusu taşınmazdaki payını temlik eden ilk davalı Fatma ile davacı arasında motel işletmek üzere kurulan adi ortaklığın sözleşme tarihi olan 27.12.1967'de, üzerine motelin yapıldığı dava konusu arsanın tapuda heriki taraf adına seviyen yani yarı yarıya kayıtlı olduğu dosyadaki tapu senedinden anlaşılmaktadır.
MK.nun 634. maddesi gereğince tapulu taşınmazı malların mülkiyetinin nakline ilşikin sözleşmeler resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olamazlar. Kesin ve buyurucu nitelikte olan bu kural, ancak yasanın açıkça belirttiği ve düzenlediği istisnai durumlarda uygulanmaz. Bu istisnai hükümlerin de kesin ve net ifadeli olması gerekir. Nitekim ticaret şirketlerinde tapulu taşınmazın sermaye olarak tahsisi halinde, ayrıca resmi şekli şartı aranmaksızın mülkiyetin ticari şirkete geçeceği TTK.nun 140. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Taraflar kurduğu ortaklık Türk Ticaret Yasasına tabi ticari değil, BK. hükümlerine tabi adi ortaklık niteliğindedir. Adi ortaklığı düzenleyen BK.nun 520-544. maddelerinde TTK.nun 140. maddesine benzeyen bir hüküm bulunmadığı gibi, bu yasa hükmünün adi ortaklıkta da uygulanacağına dair hiç bir hüküm yoktur. Bu nedenle ortaklar adına yarı yarıya tapuda kayıtlı olan arsanın mülkiyetinin davalının mal varlığından çıkmış sayılabilmesi için MK.nun 634. maddesinin buyurucu hükmüne uygun resmi biçimde sözleşme yapılmalıydı. Oysa ki gerek 27.12.1967 tarihli ilk ortaklık sözleşmesi ve gerekse 3.6.1968 tarihli ek sözleşme resmi biçimde düzenlenmemiş, sadece imzalar noter tarafından tasdik edilmiştir. Bu iki sözleşmeden ayrı olarak arsanın ortaklığa sermaye konulmasına ilişkin resmi bir sözleşmede yapılmamıştır.
Bu durum karşısında motelin yapıldığı arsadaki ortaklığın yarı yarıya olan mülkiyet haklarının kendi uhdelerinde kaldığının ortaklığa ise sadece arsadan faydalanma hakkının tahsis edildiğinin kabulü gerekir.
Ortaklığa tahsis edilen malların, tasfiye sonucunda ortaklara aynen değil sermaye payına göre iadesini öngören BK.nun 538. maddesinin davamızda uygulanabilmesi için arsanın mülkiyetinin ortaklığa intikal etmiş olması icap ederdi.
Oysaki yukarıda açıklandığı üzere arsanın mülkiyeti değil, ancak kullanım hakkı ortaklığa bırakıldığından BK.nun 538. maddesi davamıza uygulanamaz. Üstelik davacı arsasının yarı payına mali iken tapulama tesbitinde hatalı olarak ortaklıktaki kar payı dikkate alınmak suretiyle 70/100 arasında paydaş kılınmıştır.
Davacının tapudaki hakkından da fazlasına esasen malik kılınması ve BK.nun 538. maddesinin de davamızda uygulama olanağının bulunmaması karşısında davanın reddi yerine hatalı olarak kabulüne hükmeden mahkeme kararının onanmayıp bozulmasının gerekeceği sonucuna varılmış ve davalının karar düzeltme isteği yerinde görülmüştür.
Davacının karar düzletme isteği ise gerek yukarıda belirtilen gerekçeler ve varılan sonuç karşısında ve gerekse yasal süre içerisinde vermediğinden temyiz dilekçesinin reddi kararımız esasen doğru olduğundan yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Davalının karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi gereğince kabulüne ve bu nedenle dairemizin 9.3.1982 tarih ve 982/1389-1389 sayılı onama kararının kaldırılmasına,
Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23.6.1981 tarih 1980/70-981/321 sayılı kararının yukarda belirtilen nedenle bozulmasına,
Davalı tarafın yatırdığı 1.000 lira peşin harcın iadesine,
Davacı tarafın karar düzeltme isteğinin REDDİNE, HUMK.nun 442. maddesi gereğince takdiren 500 lira para cezasının davacıdan alınmasına Harçlar Yasası uyarınca tahisli gereken 1.000 lira red harcının peşin alınandan karşılanmasına ve yeniden harç alınmasına yer olmadığına 3.2.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.