 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1982/5017
K: 1982/5421
T: 26.05.1982
DAVA : Taraflar arasındaki cihaz eşyasından alacak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumet yönünden reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dava istihkaka ilişkindir. Davalı (A.K.) ile davacı kadın nikahsız olarak birleşip bir süre beraber yaşadıktan sonra ayrılmışlardır. Davacı başlangıçta adı geçen davalı ile birleşirken onun evine götürmüş bulunduğu eşyayı istemektedir. Husumet nikahsız birleşilen erkek (A.K.) ile onun babası bulunan diğer davalı (H.K.)'a yöneltilmiştir.
1 - Davalı (A.K.) 3.2.1964 doğumlu olması nedeniyle davanın açıldığı günde ve hatta karar tarihinde 18 yaşını bitirmediğinden ergin değildir. Ancak bu durum aleyhine açılmış olan davanın reddine karar verilmesini gerektirmez, çünkü ergin olmayanlara da husumet yöneltilebilir. Böyle bir durumda yapılacak iş onun kanuni temsilcisi bulunan velisine dava dilekçesinin tebliği ile duruşmaya temsilcinin huzurunda devam etmekten ibarettir. Esasen bu davada baba (H.K.)'da davalıdır ve oğlu (H.K.)'a velayeten davayı kovuşturan avukata vekalet vermiştir. O halde davaya bakılmak gerekirken henüz ergin olmadığından söz edilerek davalı (A.K.) hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
2 - Dava dilekçesinde iddia ileri sürülürken nişanlanma nedenine dayanılmamıştır. Tarafların karı-koca gibi biraraya geldikleri bu şekilde bir süre yaşadıktan sonra kadının evden kovulduğu ve eşyasının davalı (A.) ile birlikte oturan diğer davalı (H.K.)(ın evinde kaldığı belirtilmektedir. Gerçekten davacıya ait olup onun tarafından getirilip ve hediye olarak da diğer tarafa verilmemiş bulunan bu eşya davalı (H.K.)'ın yedinde ise husumetin ona yöneltilmesi zorunludur. Bundan başka dava dilekçesinde 19.4.1981 günlü senede dayanılmıştır. Bu senette adı geçen davalının, davaya konu edilmiş bulunan eşyanın davacıya ait olduğunu ve kendisine teslim edilmiş bulunduğunu ikrar etmiş olduğu ileri sürülmektedir. O halde husumetin bu yönden de (H.K.)'a yöneltilmesinde bir yanlışlık yoktur. Mahkemenin bu yönleri gözetmeyerek davayı nişan hediyelerinin geri verilmesi isteği olarak kabul edip (H.K.) hakkındaki davanın da reddine karar vermiş olmasında bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 26.5.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.