 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1982/3991
K:1982/6266
T:08.11.1982
ÖZET : Dayanılan tapu kaydına göre cinsi cami mevkufatından çeltik sergeni, yüzölçümü yüz arşın kare olup tapunun ilişkin olduğu yerin saptanmasında cins ve yüzölçümü gözönünde tutulmalıdır. Sınırlardan "Tekke haneler)) bir hattı ifade etmemekte, kesin nitelik taşımamaktadır. Batı sınırı olarak belirtilen "Karamanlı pınarı" bir noktadan ibaret olup nokta da sınır hattı oluşturmaz. Diğer gösterilen "Tarik - i am" sınırı genel yolun adı belirtilmediğinden ve yörede birçok yol bulunduğundan bu sınırın da kesinliği söylenemez.
(2613 s. KTTK m. 22, 27)
Davacı Ali vekili tarafından, davalı Kahramanmaraş Belediyesi ve arkadaşları aleyhine 30.4.1971 gününde verilen dilekçeler ile kadastro tahdidinin iptali istenmesi üzerine; dosyalar birleştirilerek yapılan duruşma sonunda, belediye aleyhine açılan davaların kısmen kabulüne, şahıslar hakkındaki davaların açılmamış sayılmasına dair verilen 14.12.1981 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı belediye mümessili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacıların dayandığı tapu kaydının ilk tesisi Ağustos 1931 tarih 126 numaralı olup cinsi; cami mevkufatından çeltik sergeni, yüzölçümü 100 arşın karedir. Şu halde bu tapunun taalluk ettiği yerin tesbitinde cins ve yüzölçümünün gözönünde tutulması gerekir. Sınırlarına gelince; doğusu tekke haneleridir. Bu sınır kesin nitelik taşımamaktadır. Bir hattı ifade etmemektedir. Kuzeyi Şeker Dere Arkı'dır ki bunun bir pınar ayağı olduğu ifade olunmamaktadır. Zaman zaman değişik yerlerden suyun geçtiği de dikkate alındığında bu sınırın da sabit kabulüne olanak yoktur. Suyun her geçtiği yerin tapu sınırı addi ile taşınmazın oraya kadar uzandığını kabul mümkün değildir. Batı sınırı olarak belirtilen Karamanhı pınarı bir noktadan ibarettir. Nokta da sınır hattı teşkil etmez. Güneyde tarik-i am sınırı gösterilmiştir ki genel yolun adı belirtilmediği ve civarda birçok yol bulunduğu cihetle bu sınırın dahi kesinliği söylenemez.
İddia doğrultusunda tapu sınırları mahallindeki gösterişe göre kabul edildiği takdirde Müslüman Mezarlığı, Yahudi Mezarlığı olarak krokide işaret edilen yerlerle birlikte pekçok parselleri ihtiva eden adaların bu tapu kapsamında kaldığını da kabul etmek gerekir ki böyle bir kabulün tapunun tesis tarihindeki cinsi ve yüzölçümü ile bağdaşmayacağı açıktır.
Şu halde açıklanan hususlar gözönünde tutularak ve esasen bir kısım parsellerin davacı tapusu kapsamında kaldığı kadastro komisyonunca kabul edildiği nazara alınarak halen dava konusu edilen parsellere yönelik istemin reddi gerektiği düşünülmeden yetersiz ve dayanıksız bilirkişi sözlerine itibarla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı belediyenin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 8.11.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.