 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1982/8322
K: 1983/2048
T: 22.03.1983
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, noterlikçe düzenlenen re'sen satış vaadi senedi ile davalıların satışında vaad ettikleri müşterek murislerinden kendilerine intikal edecek taşınmaz payının, davacı adına kayıt ve tescili isteğine ilişkin olarak açılmış, fakat sonradan satış vaadine konu paylar şuyuun izalesi davası sonucu satıldığından tescil isteğinin yerine getirilmesine imkan kalmadığı öne sürülerek, satış bedelinden davalılara isabet eden paranın tahsili isteği olarak ıslah edilmiştir.
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmesi olanaksız hale geldiğinden gayrimenkulün davalıya devri söz konusu edilemeyeceği ve aynı nedenlerle satış bedelinin de tahsili olanaksız olduğu gerekçesi ile davacının satış bedeli olarak davalılara ödediği 13.000 liranın davalılardan alınmasına, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar vermiştir.
Davalıların ileride yapılacak taksim sonunda kendi üzerlerine geçecek olan taşınmaz payının satışını vaad etmeleri kişisel borç doğuran bir sözleşme olarak geçerlidir. Mahkemece de kabul edildiği gibi, satışı vaad edilen taşınmaz payları davacı adına tescil edilmeden şuyuun giderilmesi davası sonunda üçüncü bir kişiye satılmış olduğundan, satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmesi imkansız hale gelmiştir. Olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunun 117. maddesi gereğince kusursuz imkansızlıkta borçlu borcundan kurtulur, karşı edimi isteme hakkını kaybeder ve aldığını geri vermekle yükümlü olur. Fakat borçlu kusuru olmadan imkansız hale gelen edimin yerini tutan bir menfaat elde etmiş ise alacaklı bu değerin kendisine devrini isteyebilir (A. Von Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, Edege Çevirisi, Yargıtay Yayınları No: 15, Ankara - 1983 sh. 600, 601; Becker İsviçre Medeni Kanunun Şerhi, VI. Cilt Borçlar Kanunun, 1. Kısım, Genel Hükümler, Saim özkök Çevirisi 1972 sh. 90, açıklama 1; Prof. Dr. Selahattin Sulhi Tekinay, Borçlar Hukuku İstanbul 1979 sh. 813, 814; Prof. Dr. Kenan Tunçomağ, Türk Borçlar Hukuku, 1. cilt Genel Hükümler İstanbul 1976 sh. 795, 796). Olayda, davalıların mal varlıklarına satışını vaad ettikleri paylar yerine bu payların parası, başka ifade ile, payların ikame değeri girmiştir. O halde davacı payların kendisine geçirilmesi yerine bunların değerinin kendisine verilmesini isteyebilir.
Mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeden satış vaadi senedinde yazılı satış bedelinin ödetilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Kararın yukarıda yazılı nedenlerle (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 22.3.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.