 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1982/3465
K: 1982/3890
T: 27.05.1982
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı üç adet boş oksijen tüpünü doldurmak üzere davalıya verdiğini, istediği halde geri verilmediğini ileri sürerek tüplerin aynen buna olanak yoksa karşılığı 33.000 lira için istemde bulunmuştur. Davalı savı yadsımış ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece tanık sözlerine dayanılarak istem doğrultusunda karar verilmiştir.
2 - İleri sürülüş biçimine göre, davacı yanlar arasında bir sözleşme ilişkisine dayanmıştır. Kural olarak, hukuksal işlemlerin kesin kanıtl ve özellikle senetle tanıtlanması gerekir. Öyle ki, belirli tutarı aşan hukuksal işlemler, kural olarak senetle yazıl kanıtla tanıtlanmalıdır. (H.U.M.K. md.288). Savda geçen sözleşmenin ise, hukuksal bir işlem olduğunda duraksamaya yer yoktur. O nedenle tutara göre davacı savını senetle tanıtlamak durumundadır. Ne var ki, H.U.M.K. md. 293/4'deki koşullar oluştuğunda davanın, tanık sözleriyle kanıtlanmasına izin verilmiştir. Gerçekten, bu yasa hükmüne göre, tanık dinlenebilmesi için dava konusu hukuksal işlemin devamlı olarak senede bağlanmasının gelenek adet duruma gelmesi, bu yönün kararlı istikrarlı bulunması ve aynı zamanda kamuoyunca bu geleneğe inanılmış olması gerekir. Öyleyse bu anlatılanların ışığı altında; varlığı savlanan sözleme ilişkisi yönünden olayda tanık dinlenip dinlenmeyeceği saptanmalı, uzman bilirkişiden rapor alınmalı, bu açıdan gerekli soruşturma yapılmalıdır. Böylelikle, hakim olayda senet alınmaması düzenlenmemesi yolunda bir geleneğin var olup olmadığını, H.U.M.K. md. 294/4 hükmünce, dayanılan sözleşme ilişkisinin tanıkla ispat edilip edilemeyeceğini taktir etmeli ve bilirkişinin oy ve düşüncesini H.U.M.K. md. 286 uyarınca değerlendirip hakim bu konudaki takdir yetkisini özgürce kullanmalı ve bir sonuca ulaşmalıdır.
a) Eğer, dava konusu somut olayda, H.U.M.K. md. 293/4'e göre tanık dinlenemeyeceği anlaşılırsa bu durumda davacıya istemi yönünden davalıya ant yöneltme hakkı anımsatılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
b) Olayda, tanık dinlenebileceği saptanırsa, şimdeki gibi karar verilmelidir.
Yerel mahkemece, tüm bu yönlerin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 27.5.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.