 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1982/3343
K: 1982/3420
T: 12.05.1982
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı davalının uzmanlık için İngiltere'ye gönderildiğini ve kendisine 30.712 lira fazladan ödeme yapıldığını ileri sürerek bu paranın nedensiz zenginleşme çevresinde ödetilmesini istemiştir. Davalı fazla bir ödeme yapılmadığını, 90 gün içinde geri alma isteminde bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece 90 gün içinde geri alma söz konusu olmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir.
2 - Dava nedensiz edinme kuralları uyarınca 30.712 liranın geri verilmesi dileğine ilişkindir. Sav ve savunmaya göre ortada Yargıtay'ın 27.1.1973 gün ve 6/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulanmasını gerektiren bir durum olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki; anılan bu karar, yokluk ile mutlak butlan halleri hariç olmak üzere yanlış yönetim işlemine özellikle yanlış intibaka ilişkindir. Üstelik bu İnançları Birleştirme Kararında apaçık yanlış bir şart tasarrufun idare tarafından geri alınmasıdan dolayı ödenmiş fazla paranın geri istenmesinde 90 günlük sürenin gözetileceği şöylece belirtilmiştir. "...yanlış bir şart-tasarrufun idare tarafından geri alınmasından dolayı ödenmiş paraların geri istenmesi davalarında kamu yararı ile kişisel yararı uzlaştıracak, kamu ve hukuk düzenini sarsmayacak, aksine, bunlara güven ve devamlılık sağlayacak nitelikte en adil ve hukuki bir norm olarak iptal davası süresini, genel olarak yanlış şart tasarrufu, geriye yürür şekilde geri almak için bir sınır olarak kabul etmek, bu süre geçtikten sonra tasarrufun ancak ilerisi için hüküm ifade edebilecek şekilde geri alınabileceği, daha doğrusu ilerisi için değiştirilebileceği tarzında bir sonuca varmak gerekir... Oysa somut olayda uzmanlık için yurt dışına gönderilen davalıya nedensiz ve fazladan 30.712,69 lira ödeme yapıldığı ileri sürülmüş olup yukarıda sözü edilen İnançları Birleştirme Kararı anlamında bir işlem yoktur. Gerçekten eğer davada ileri sürüldüğü gibi davalıya yapılan ödemenin yasal dayanağı ve hukuksal nedeni bulunmuyor idiyse, uyuşmazlığın nedensiz zenginleşme edinme kuralları uyarınca çözüme bağlanması gerekir.
Şu yönün de vurgulanmasında yarar vardır: Genel mahkemeler adli yargı, yalnızca Yargıtay'ın İnançları Birleştirme Kararları ile bağlıdırlar. Yukarıda belirtildiği üzere 27.1.1973 gün ve 6/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında hangi durumlarda geri almak için istemde bulunabileceği belirlenmiştir. Somut olaya ise bu İnançları Birleştirme Kararının uygulanabilme olanağı yoktur.
Öyleyse burada yapılacak iş; iddia ve savunma açısından davanın esasını çözmek davalının nedensiz edinimi olup olmadığını saptamak, geri vermenin kapsamını belirlemek, böylece ortaya çıkacak uygun sonuç çevresinde, uyuşmazlığı çözüme bağlamaktan ibarettir.
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözden kaçırması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 12.5.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.