 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1982/1232
K: 1982/1772
T: 15.03.1982
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Davacı, 310.000 liranın ödettirilmesi için dava açıp karar aldığını, o davada faiz istenmediğini ileri sürerek 310.000 liranın 7 yıl, 5 aylık faiz tutarı 106.310 liranın davalılara ödettirilmesi için istemde bulunmuştur. Mahkemece daha önceki davada faiz istenmediğinden söz edilip davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir.
2 - Dava faiz alacağının ödettirilmesi istemine ilişkindir. Dosya içeriğine göre, davacının, ilk davada esas alacak yönünden faiz için istemde bulunmadığı açıklık ve seçiklikle saptanmıştır.
Faiz istenmeden yalnız asıl alacak için açılan dava, bir bölümsel (kısmi) dava değildir; tam davadır. Çünkü, faiz asıl alacağın bir bölümü olmayıp onun fer'i nitelikte ve fakat ayrı bir alacaktır. İlk davada alacağın tümü için istemde bulunlursa, ortada tam dava var demektir. Davacı, asıl alacak hakkındaki dava dilekçesinde faiz istememiş ise, bununla faiz alacağından örtülü olarak vazgeçmiş sayılmaz. Davacı, yalnız asıl alacağın ödenmesi için açtığı davada, faiz isteme hakkını saklı tutmamış olsa bile, daha sonra faiz için ayrı bir dava açabilir. BK. m. 113/2'de kabulü edilen esas asıl borcun ödenmiş olması ile ilgilidir. Bu madde, asıl borcun ödenmesi sırasında işlemiş faizleri istemek hakkı saklı tutulmamış ise artık faizin istenemeyeceğini belirtmektedir. Somut olayda davacı asıl alacak için açtığı davada faiz istememiş ve faiz alacağı konusunda açtığı dava gününde asıl alacak davacıya ödenmemiş bulunduğundan, dayanaksız gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değildir. Kısacası, asıl alacağın ödenmesi için açılan davada faiz isteme hakkı saklı tutulmamış olsa bile daha sonra faiz için ayrı bir dava açılabilir. Yargıtay'ın giderek kökleşen inançları da bu doğrultudadır. (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C: I, Yıl: 1979, Sh. 990 vd., not 301 vd; C: II, Yıl: 1980 Sh. 2150).
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözetmemesi bozmayı gerektirir. Burada yapılacak iş; faiz alacağına ilişkin davanın esasının çözüme bağlanmasından ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine 15.3.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.