 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1982/1150
K: 1982/1249
T: 23.02.1982
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, motorsikletinin satılması için davalıyı vekil atadığını, satış parasını ödemediğini sözederek aynen iadesine ve 30.000 TL'sı bedelinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ikametgahının ve akdin ifa yerinin Nevşehir olduğunu, davaya bakmaya Kozaklı mahkmesinin yetkili bulunmadığını savunmuştur.
Mahkeme; davalının ikametgahının ve sözleşmenin düzenlendiği yerin Nevşehir ili olması nedeni ile, yetkisizliğine karar vermiştir. Karar davacı yanca temyiz olunmuştur. İleri sürülen maddi ve hukuki olguları nitelemek hakimin doğrudan görevi gereğidir( H.U.M.K. md. 76). H.U.M. Yasası sözleşmeden doğan davalar için iki özel yetki kuralı getirmiştir md. 10 Buradaki sözleşmeden amaç, konusu malvarığı mamelek olan, Borçlar Hukukuna ilişkin sözleşmelerdir. Örneğin satış, karz, hizmet, kira, istisna ve vekalet sözleşmesinden doğan davalar gibi... Yanların, sözleşmelerin yerine getirileceği yer hakkında açık ve örtülü isteğinin anlaşılmadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yer, BK.Md. 73'e göre belirlenir. Buna göre; Davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi karalaştırılmamış ise; bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Diğer bir anlatımla, bu para borcunun yerine getirileceği yer alacaklının ikametgahıdır. BK. md. 73/1 hükmü götürülecek yönü alacaklının ikametgahında ödenecek borçlar içindir. Bu durumda, alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için borcun yerine getirileceği yer olan kendi ikametgahında dava açabilir. Davacının motorsikletinin satılması için davalıyı vekil atadığı, vekalet sözleşmesi hükümlerince, davalıdan hesap istediği kuşku götürmeyecek biçimde açıktır. Öyleyse yanlar arasında uyuşmazlık vekalet sözleşmesinden doğan alacağa ilişkindir. Borçlar yasasının 392 inci maddesi hükmü uyarınca "vekil, her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi ve zimmetinde kalan parayı, müvekkiline ödemeye mecburdur" vekilinin bu yükümünü yerine getireceği yer hakkında yanlar arasında özel bir anlaşma yapılmamıştır. Motorsikletin davalı vekili tarafından başkasına satılıp teslim edildiği, bu nedenle davacının motorsikletin aynen geri verilmesine ilişkin istemide imkansız hale geldiğine göre, uyuşmazlık vekilin, müvekkiline ödeme zorunluğunda kaldığı para borcunun ödeme yerinin neresi olacağında toplanmaktadır. öyleyse az yukarda belirlenen hukuki anlatımların ışığı altında H.U.M.K. Md. 10 ve Borçlar Yasasının 73/1 Md. lerinin buyruğuna göre davanın, davacının ikametgahı olan Kozaklı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmasında usule ve yasaya aykırılık olmadığında duraksama yoktur.
Mahkemenin, açıklanan maddi ve hukuki olgu ve bulguları yanlış yorumlayarak yetki yönünden davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA 23.2.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.