 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/9090
K: 1982/9286
T: 09.12.1982
DAVA : Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istemesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 11.11.1982 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü KARAR : SSK. ölçümleme yolu ile tahakkuk ettirilen ve 7.4.1980 günü işverene tebliğ edilen Mart 1970/1979 devresi prim alacağı ve teferruatının alınması amacı ile (prim tahakkuk ve takip belgesi)ne istinaden 30.4.1980 tarihinde icrai takip açmıştır. Borçlu süresinde verdiği 12.5.1980 tarihli dilekçeyle, Kurum Bölge Müdürlüğüne itiraz ettiğini, borcu bulunmadığını bildirmiştir. Alacaklı kurum vekili bu itiraz ile duran takibin devamını sağlamak üzere, 22.8.1980 tarihinde itirazın kaldırılması dileği ile merciie başvurmuştur.
Mercii, henüz idari aşamada ve alacak kesinleşmeden takibe geçildiği, takibe dayanak belgelerin İİK.nun 68. maddesinde yazılı belge olmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılması isteğini reddetmiştir.
a) Borçlu aleyhine genel haciz yoluyla adi takip açılmış ve 49 örnek ödeme emri tebliğ edildiğine nazaran, alacaklı itirazın kendisine tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılması isteğinde bulunmadığı takdirde, bir daha ilamsız takip yoluna gidemeyeceği İİK.nun 67/4. maddesi hükmü gereğidir. Olayda alacaklının bu süreyi geçirmeme yahut zaman aşımını kesmek gayesi ile hareket ederek, idari yönden kuruma itirazın varlığına rağmen, takibe yönelik itirazın kaldırılması isteğinde bulunmasını önleyen bir yasa hükmü yoktur. Bilakis idare altı aylık süreyi geçirmemek bakımından İİK.nun 67/4. maddesinin verdiği yetkiyi kullanmıştır.
Ödenmeyen primler için Kurumca düzenlenecek belgelerin hukuki niteliğini açıklayan 506 sayılı Kanunun 81. maddesinde, Kanuna göre Kurumun düzenlediği ve işverenin prim borcu miktarını gösteren belgelerin resmi dairelerin usulüne göre verdikleri belgeler hükmünde olduğu yazılıdır.
Diğer bir deyimle bu belgeler, İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı neviden olup bu bentde sayılanlarla aynı hükümlere tabidir ve alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Merciin hilafına serdettiği gerekçede isabet yoktur.
b) 506 sayılı Kanunun 79. maddesine göre düzenlenmiş ve ölçümleme sonucunda tesbit edilen prim borcu işverene tebliğ olunduktan sonra, işverenin bu borca karşı otuz gün içinde kurum nezdinde itiraz hakkını kullanması halinde yahut otuz günlük itiraz süresi dolmadan kurumun icra takibine geçme hakkı olup olmadığı keyfiyetinin merciin red gerekçesi karşısında incelenmesi lazımdır.
11.7.1978 tarihinde yürürlüğe giren ve 2167 sayılı kanunun 7. maddesi ile değişik 506 sayılı kanunun 79. maddesine göre; ölçümlemeye dayanan prim borcunu teblellüğ eden işveren otuz gün içinde kuruma itiraz edebilir. Keza kurumun kararı aleyhine otuz gün içinde prim itiraz komisyonuna başvurulabilir. Kuruma itiraz edilmemişse prim itiraz komisyonuna gidilemez. Kuruma ve prim itiraz açılmış icra takibini durdurur.
Bu açık hükümler karşısında tebliğden sonra kurumun kendisine yapılacak itirazla ilgisi otuz günlük sürenin dolmasını beklemeden, mesela zaman aşımını kesmek amacıyla yahut İİK.nun 67/4. maddesinde belirli altı aylık hak düşürücü sürenin geçmesini önlemek niyeti ile icra takibini açmasını engelleyen biçimde 506 sayılı Kanunun 79. maddesinde bir hüküm yoktur. Ancak, kuruma veya komisyona borçlunun itirazı mevcut ise bu sonuçlanmadan takibin devamı sağlanamaz.
Olayda, Kurumun hatta prim itiraz komisyonunun dosyada mevcut kararları incelenerek anlaşamazlığın çözümlenmesi lazımdır. Kurum isteği reddetmiş, prim itiraz komisyonu ise ölçümlemenin bir kısmını iptal etmiştir. Bu karar aleyhine iş mahkemesine başvurulması takibi etkilemez. Bu nedenle uzun süre mahkeme kararını bekleyiş içine giren merciin bu tutumu yasaya uygun değildir. Nitekim, bu hatanın farkına varılarak buna dair ara kararından rücu edilmiştir.
Bu durumda merciin yapacağı iş, prim itiraz komisyonu kararı muvacehesinde ayakta kalan ölçümleme kısmına göre alacak miktarını tesbit edip, bununla ilgili olarak borçludan ödeme belgeleri isteyerek varacağı sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir.
O halde, 506 sayılı Kanunun 79. 81; İİK.nun 67, 68. maddelerine uygun düşmeyen mercii kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında alacaklı SSK. vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan mercii kararının yukarda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 9.12.1982 gününde; oybirliğiyle karar verildi.