 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/8917
K: 1982/9125
T: 06.12.1982
DAVA : Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 5.11.1982 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü KARAR : Takip dayanağı ilamı çocuk ile alacaklı baba arasında şahsi ilişki kurulmasına dairdir. Bu tür ilam, hükmünü çocuğun reşit olmasına kadar devam ettirir. Taraflar ayrı yerlerde oturdukları takdirde senenin Haziran ayının birinci gününden otuzuncu günü akşamına kadar müşterek çocukları Naile'nin anası tarafından babasına gönderilmek suretiyle babasıyla çocuk arasındaki şahsi münasebetin devam ettirilmesine karar verilmiştir. alacaklı baba bu hükme dayanarak 21.5.1982 tarihinde Ayvacık İcra Memurluğu'na başvurarak ilamın icrasını istemiştir. 31.5.1982 tarihinde borçlu anaya icra emri tebliğ olunmuştur. Takibin kebinleşmesi ve icra emrinin yerine getirilmemesi üzerine, 8.6.1982 tarihinde icra memuru borçlu ananın icra emri tebligatının yapıldığı ikametgahına gittiğinde ana ve çocuk bulunamadığından ve nereye gittikleri bilinemediğinden işlemi yapılmamıştır. Bu durumda, alacaklı babanın ilamın infazı için zamanında ve usulüne uygun başvuruşuna rağmen, borçlu ananın ilamda kendisine yüklenen mükellefiyeti yerine getirmemek ve bu yoldaki çabaları engellemek gayesi ile ve izini yok ettirmek sureti ile ilamda yazılı sahsi münasebet tesisi için belirli sürenin geçmesini sağladığı anlaşılmıştır.
Boşanma halinde, ana veya baba ile çocuk arasında şahsi münasebet kurulması MK.nun 148. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun arzuladığı amaç, velayet hakkı kendisine bırakılmamış ana veya baba tarafından çocuğun kendisine verildiği günlerde; vucut ve rup sağlığının geliştirilip korunması, baba ve ana sevgisi, şefkat, ilgi ve ihtimamından yoksun bırakılmayarak yetiştirilmesidir. Bu itibarla ayrılacak zaman buna uygun ve yeterli olmalıdır. İlamda belirtilen süre de bu olguları, geliştirmeye korunmaya ve bütünleştirilmeye yetecek uzunluktadır. Bu sürenin, Borçlu ananın açıkca görülebilen çabaları ile geçirilmiş olması, yasanın amacına uygun olarak çocukla baba arasındaki şahsi münasebetin kurulmasını engellememelidir. Bir hakkın kullanılmasını iyi niyetli olmayan çabalarla engelleyen kimseyi yasa himaye etmez. İlamda belirtilen sürenin geçirilmesinde alacaklı babanın kusuru yoktur. Babanın çocuğu kendi nezdinde bir ay süre ile tutması ilam gereğidir. Şahsi münasebet tesis edilecek küçük 13.3.1979 doğumlu olmasına nazaran ilamda belirtilen şahsi münasebetin tesis edileceği Haziran ayını takip eden aylarda çocukla baba arasında şahsi münasebetin tesisinde, çocuğun sıhhat ve menfaatine uymayan bir yön bulunmamaktadır. Davranışlarıyla ilamın kendisine yüklediği vecibeyi yerine getirmediği gibi, zamanında enfazı da engelleyen ana müşterek cocuğu ile babası arasındaki şahsi münasebetin gecikmiş olarak da olsa kurulmasına ve sonuçlarına katlanmak durumundadır.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında, alacaklı babanın ilamdaki tarihe göre zamanında ve usulüne uygun olarak icraya başvurmuş bulunması borçlu ananın çocukla baba arasında şahsi münasebetin tesisini engeller biçimdeki himaye edilemeyecek ve iyi niyetten uzak çabası ile sürenin dolmuş olması gözetilerek memurluk kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, alacaklı babanın ilamda belirtilen süre içinde talepte bulunmadığından ve saireden bahisle, şikayetinin reddi isabetsiz olup, alacaklının temyiz itirazlarının yerinde görüldüğünden mercni kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 6.12.1982 gününde, oybirliğiyle karar verildi.