 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/6695
K: 1982/7121
T: 11.10.1982
DAVA : Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 26.7.1982 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü KARAR : İhalenin feshi ve farkının alınmasını hükme bağlayan İİK.nun 133. maddesinin 3. fıkrasında aynen (her iki halde de kendisine birinci defa ihale edilen kimse ve kefilleri iki ihale arasındaki bakiye farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca yüzde on hesabıyla gecikmiş faizlerden mesuldür. İhale farkı ve geçen günlerin faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil durur.) denilmektedir. Görülüyor ki, yeni bir dava yoluna veya ayrı bir icra takibine başvurmaya yer kalmaksızın, satış parasının yatırılmaması nedeni ile bozulmasına karar verilen ilk ihalenin en yüksek değer teklif eden alıcısı, ikinci ihale ile arada belirecek farktan geçen günler faizinden sorumlu tutulmuştur. Bu hüküm ayrı bir dava veya binnetice icra yoluna başvurulamayacağını açıklamakta ve ihaleyi gerçekleştiren icra veya satış memurluğunca farkın alınmasını buyurucu şekilde ortaya koymaktadır. Böylece bütün zararın alınması görevi daire veya memura verilmiş olmasına rağmen, Yasanın bu açık hükmü bir tarafa bırakılarak dava veya icra takibi açılması kabul olunmaz. Nitekim 4. Hukuk Dairesi'nin 20.10.1967 tarih ve 7598-6838 sayılı, HGK. nun 2.6.1973 tarih ve 919-494 sayılı kararlarında, "...kolay, çabuk bir yola, özel görevli daireye (icra veya satış memuru) başvurulacağı yerde dava,yahut icra yoluna gidilerek, eylemi işleyeni avukatlık parası ve yargılama gideri ile sorumlu kılıp ödemekle sorumlu olduğu tutarın arttırılmasının sağlanamayacağına" işaret edilmiştir.
Olayda ortaklığın giderilmesi ilamının infazı gereği satış memurluğunca satışa çıkarılan gayrimenkulün ilk ve ikinci ihalesi arasındaki fark ve bu farka ait % 10 faiz, ortaklar tarafından ilk ihale alıcısından adi takip yolu ile istenilmiştir. Borçlu süresinde itiraz etmiştir. Açıklandığı gibi, satış dosyası üzerinde satış memuru tarafından İİK.nun 133/3. madde hükmü uygulanacak ve ilk ihale alıcısından bu zarar istenilecek idi. Satış memurunun anılan madde hükmünün yüklediği bu görevi hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi halinde, satışa karar veren ve nezaret eden sulh hukuk mahkemesi nezdinde itiraz ve şikayet hakkının kullanılması yerine, İİK.nun 133/3. maddesi hükmüne aykırı, nezaret ve inceleme merciini değiştirmeye müncer olacak biçimde sonuç verecek olan müstekil şekilde açılmış icra takibine vaki itirazın kaldırılması isteğinin reddine, alacaklı vekilinin satış memurluğuna mürcaatla muhtariyetine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozma sebebidir.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında, borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan mercii kararının yukarda açıklanan nedenlerden dolayı İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer bulunmadığına, 11.10.1982 gününde, oybirliğiyle karar verildi.