 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/6310
K: 1982/6777
T: 04.10.1982
DAVA : İİK'nun 363. maddesi gereğince tetkik merci kararları tefhim veya tebliğinden 10 gün içerisinde temyiz edilebilir. 366. maddeye göre de icra iflas dairesinin hukuka müteallik kararları aleyhine 10 gün içinde karar tashihi yoluna gidilebilir.
"Ortaklığın giderilmesi davası" sonunda, sulh hakimi satış memuru tayin eder. Müzayedeyi İcra Kanunu'na tevfikan yapar (HUMK md. 570-571). Bu memur icra memuru olmayıp, infaz memuru olduğundan (mahkeme icra memurunu tayin etse dahi durum değişmez), muameleleri hakkındaki şikayetleri ve ihalenin feshi taleplerini kararı veren mahkeme tetkik edip karara bağlar. Yani icra tetkik mercii görevini yapar (İİK md. 4). İşte bu nedenledir ki, fesih istekleri hakkında sulh mahkemesince verilen kararların temyizen tetkik yeri 12. Hukuk Dairesi'dir.
1730 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 13. maddesinde 12. Hukuk Dairesi'nin görev alanı 2 şarta bağlanmıştır.
1- İcra ve İflas Kanunu'nun uygulanmış olması,
2- İcra tetkik mercilerinden verilmiş olması,
Yukarıda açıklandığı gibi "ihalenin feshi davası" İcra İflas Kanunu'nun uygulanmasından doğar ve sulh hakimi "merci" sıfatı ile karar verir. Nitekim başkanlar kurulunda bu görüş benimsenip ihalenin feshi istekleri üzerine sulh mahkemlerince verilen kararların temyizen tetkik yerinin 12. Hukuk Dairesi olduğu kabul edilmiştir. Aksinin kabulü halinde, yani sulh hakiminin merci hakimi olarak kabul edilmemesi durumunda, Yargıtay Kanunu'nun 13. maddesindeki şartlardan birisi olmadığından bu kararların tetkik yerinin 6. Hukuk Dairesi olması gerekir. Hal böyle olunca, ihalenin feshi hakkındaki dava sonunda verilen kararların temyizi İİK'na göre olacaktır. HUMK'nu, özel kanun varken uygulanamaz, temyiz süresi 10 gündür ve karar düzeltme hakkı vardır. Oysa HUMK'nunda sulh mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi 8 gün olup karar düzeltme yolu yoktur. Temyiz süresinin başlangıcını tayinde HUMK'nun uygulanması düşünülemez. Kanun vaazı, HUMK'nun uygulanmasını gerek gördüğü yerde, koyduğu hükümlere yollamada bulunmuştur. Örneğin, İİK'nun 50. maddesinde "yetkiye dair HUMK'nundaki hükümlerin kıyasen uygulanacağı" belirtilmiştir. Temyiz hususunda böyle bir yollama yapılmamıştır.
Sonuç olarak ve özetle, "ortaklığın giderilmesi" kararlarının yerine getirilmesi yetkisi, HUMK'nun 570. maddesi ile sulh hakimine verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 4. maddesi ile sulh mahkemesi, ortaklığın giderilmesi kararlarında icra yetkisini haizdir ve bu mahkemenin hakimi de bu konudaki şikayet ve itirazların tetkiki ile görevlendirilmiştir. Yıllardan beri gelen anlaşış ve uygulama da bu doğrultudadır. İcre ve İflas Kanunu'nun 4. maddesinde geçen "kanun mucibince bu vazife kendilerine verilmiş olan hakim" ve "icra yetkisini haiz sulh mahkemeleri" biçiminde anlatımların sadece, bu kanunun 1. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen "Adalet Bakanlığı'nca görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisi verilmiş sulh mahkemeleriyle ilgili" olduğunu düşünmek, yukarıda belirtilen uygulama ve anlayışa ters düşen, dar ve yararsız ve hatta kendi içinde tutarlı bir bütünlük taşıyan bir sisteme karmaşa getirebilecek bir yorumdur.
Açıklanan nedenlerle, sulh mahkemesinin, "merci hakimi" sıfatı ile verdiği kararlarda temyiz süresi, tefhim veya tebliğinden başlar. Süresi 10 gündür ve karar düzeltme yolu mevcuttur. H.U.M.K.'nun "temyiz süresini tebliğ tarihinden başlatan" hükmü uygulanamaz.
SONUÇ : Tetkik konusu olayda karar, mümeyyizin yüzüne karşı 13/4/1982 tarihinde verilmiş ve temyiz 10 günlük süre geçirildikten sonra 6/5/1982 tarihinde yapılmış olduğundan temyiz dilekçesinin reddine 4/10/1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.