 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/6240
K: 1982/6732
T: 21.09.1982
DAVA : İİK'nun 363. maddesi gereğince tetkik mercii kararları tefhim veya tebliğinden 10 gün içerisinde temyiz edilebilir. 366. maddeye göre de icra iflas dairesinin hukuka müteaillik kararları aleyhine 10 gün içinde karar tashihi yoluna gidilebilir.
Ortaklığın giderilmesi davası sonunda sulh hakimi satış memuru tayin eder. Müzayedeyi İcra Kanunu'na tevfikan yapar (HUMK md. 570-5171). Bu memur icra memuru olmayıp infaz memuru olduğundan (Mahkeme icra memurunu tayin etse dahi durum değişmez), muameleleri hakkındaki şikayetleri ve ihalenin feshi taleplerini kararı veren mahkeme tetkik edip karara bağlar. Yani icra tetkik mercii görevini yapar. (İİK md. 4) işte bu nedenlerledir ki fesih istekleri hakkında sulh mahkemesince verilen kararların temyizen tetkik yeri 12. Hukuk Dairesi'dir.
1730 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 13. maddesinde 12. Hukuk Dairesi'nin görev alanı 2 şarta bağlanmıştır.
1- İcra ve iflas Kanunu'nun uygulanmış olması,
2- İcra tetkik mercilerinden verilmiş olması,
Yukarıda açıklandığı gibi ihalenin feshi davası İcra iflas Kanunu'nun uygulanmasından doğar, ve sulh hakimi merci sıfatı ile karar verir. Nitekim başkanlar kurulunda bu görüş benimsenip ihalenin feshi istekleri üzerine sulh mahkemelerince verilen kararların temyizen tetkik yerinin 12. Hukuk Dairesi olduğu kabul edilmiştir. Aksinin kabulü halinde, yani sulh hakiminin merci hakimi olarak kabul edilmemesi durumunda Yargıtay Kanunu'nun 13. maddesindeki şartlardan birisi olmadığından bu kararların tetkik yerinin 6. Hukuk Dairesi olması gerekir. Hal böyle olunca ihalenin feshi hakkındaki dava sonunda verilen kararların temyizi İİK'na göre olacaktır. HUMK, özel kanun varken uygulanamaz, temyiz süresi 10 gündür. Ve karar düzeltme hakkı vardır. Oysa HUMK'unda sulh mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi 8 gün olup karar düzeltme yolu yoktur. Temyiz süresinin başlangıcını tayin de HUMK'nun uygulanması, temyiz süresi ve karar düzeltme hakkı bakımından İİK'nun uygulanması düşünülemez. Kanun vazıı HUMK'nun uygulanmasını gerek gördüğü yerde koyduğu hükümlerle yollamada bulunmuştur. örneğin, İİK'nun 50. maddesinde yetkiye dair HUMK'ndaki hükümlerin kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Temyiz hususunda böyle bir yollama yapmamıştır.
Sonuç olarak ve özetle ortaklığın giderilmesi kararlarının yerine getirilmesi yetkisi, HUMK'nun 570. maddesi ile sulh hakimine verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 4. maddesi ile sulh mahkemesi, ortaklığın giderilmesi kararlarında icra yetkisini haizdir. Ve bu mahkemenin hakimi de bu konudaki şikayet ve itirazların tetkiki ile görevlendirilmiştir. Yıllardan beri gelen anlayış ve uygulamada bu doğrultudadır. İcra ve İflas Kanunu'nun 4. maddesinde geçen "Kanun mucibince bu vazife kendilerine verilmiş olan hakim" ve "İcra yetkisini haiz sulh mahkemeleri" biçiminde anlatımların sadece, bu kanunun 1. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen Adalet Bakanlığı'nca görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisi verilmiş sulh mahkemeleriyle ilgili olduğunu düşünmek yukarıda belirtilen uygulama ve anlayışa ters düşen, dar ve yararsız ve hatta kendi içinde tutarlı bir bütünlük taşıyan bir sisteme karmaşa getirebilecek bir yorumdur.
Açıklanan nedenlerle sulh mahkemesinin merci hakimi sıfatı ile verdiği kararda temyiz süresi, tefhim veya tebliğinden başlar. süresi 10 gündür ve karar düzelme yolu mevcuttur. HUMK'nun temyiz süresi tebliğ tarihinden başlatan hükmü uygulanamaz.
SONUÇ : Tetkik konusu olayda karar mümeyyizin yüzüne karşı 7.6.1982 tarihinde verilmiş ve temyiz 10 günlük süre geçildikten sonra 21.6.1982 tarihinde yapılmış olduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE, 21.9.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.