 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/5976
K: 1982/6754
T: 21.09.1982
DAVA : Yukarıda tarih ve numurası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 1.7.1982 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 16.7.1980 tarihinde (37.558.000) TL değer biçiline gayrimenkul 27.11.1981 günü ve ikinci arttırmada Salih Gönenç'e (6.250.000) TL'sına ihale edilmiştir. İhaleye tek kişi katılmıştır.
Dosya münderecatına göre davacılar vekilinin aşağıdaki dört bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
1- 11.9.1981 tarihli satış kararında, satış ilanının (gazete ile, belediye hoparlörü ile ayrıca köyde ilanı için köy muhtarlığınca yapılmasına) karar verilmiştir. Gayrimenkulün bulunduğu yer muhtarlığınca, karar gereğince satış ilanının yapıldığına dair dosyada belge yoktur. Kararın bu kısmının yerine getirilmemesi sebebi araştırılmamıştır.
İİK'nun 114. maddesine göre, ilanın şekli, arttırmanın yer ve günü, gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra memurluğunca alakadarların menfaatine en uygun olanı dikkate alınarak tayin edilir.
Olayda icra memuru, satış tarihinden onbeş ay önce (37.558.000) TL değer biçilen gayrimenkulün satışının gazete ile ilanına da karar verdiği halde, Antakya'da yayınlanan tirajı pek düşük olması gereken gazete ilanını yeterli görmüştür. Halbuki, gayrimenkulün değeri bakımından ilgililerin menfaati hiç olmazsa Türkiye'nin büyük tirajlı gazetelerinden birinde satış ilanının yapılmasını gerektirir niteliktedir. Bu durumda icra memurunun, İİK'nun 114. maddesinin kendisine tanıdığı takdir hakkını bu maddenin amacına uygun şekilde kullanmadığı aşikardır. Nitekim, iştirak eden tek kişiye satışın yapılması hali, satışa rağbetin sağlanamadığını göstermektedir.
2- Satışa konu gayrimenkül üzerinde ihtiyati tedbir kararı mevcuttur. Bu tedbir kararını veren Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 17.3.1981 tarihli yazısında (satışın sakıncalı olduğunu) bildirmiş, icra memurluğu da 17.3.1981 tarihinde satışın durdurulmasına karar vermiştir. 8.9.1981 tarihli yazı ilk tezkerenin mahiyetini değiştirir nitelikte değildir. Tedbir kararının satış tarihinde geçerli olduğu gözetilmeden, memurluğun durdurma kararı aleyhine şikayet yoluna gidilmediğine göre, durumda değişiklik bulunmadığı halde, 11.9.1981 de, icra memurunun anılan durdurma kararını kendisi kaldırıp satış işlemine başlaması İİK'nun 16 ve 17. maddelerine aykırıdır.
3- Davacılar vekili, ihaleye fesat karıştırıldığını ve ihaleye girmek isteyenlere engel olunduğunu iddia etmiştir. Bu konuda gösterdiği tanıklardan Denizhan Rıza Yurtman fesat iddiasını teyit eder şekilde beyanda bulunmuştur.
Takdir olunan kıymete göre satışın çok düşük değerle yapılmış olması alıcının tek başına ihaleye sahip olup neticeye ulaşması, şahadetin kabulüne elverişli olduğu mercice gözden uzak tutulmuştur.
O halde ihalenin feshine karar verilmek üzere merci kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan merci kararının yukarıda 1, 2, 3. bentlerde yazılı nedenlerden dolayı İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.9.1982 gününde, oybirliğiyle karar verildi.