 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/3014
K: 1982/3216
T: 15.04.1982
DAVA : Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 6.4.1982 tarihinde gönderilmiş olmakla; okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü KARAR : Borçlunun ortağı bulunduğu adi ortaklığa ait iş yerindeki (günlük kasa hasılatının borçluya ait kısmının haczine) dair verilen karar 16.10.1981 tarihinden itibaren tutanakta belirli biçiminde uygulanmış ve mahcuz para evvela kasaya alınmış bilahere alacaklı vekiline ödenmiştir. Durumun üçüncü şahıs mevkiindeki diğer ortağa 21.12.1981 günü tebliğ edilmesi üzerine, 24.12.1981 günlü dilekçe ile ortaklıktaki kar payına haciz koyma kararına ve işlemine karşı şikayette bulunmamıştır.
BK.nun 538,593. maddelerine göre, adi ortaklığa bir şeyin mülkiyetini sermaye olarak koyan ortak tasfiye neticesinde o şeyi aynen geri alamaz. Keza, tasfiye halinde şirketin borçlar ödendikten ve ortakların herbirinin ortaklığa verdiği avanslar, yapılan giderler ve sermayeler iade olunduktan sonra geriye bir şey kalırsa bu kar ortaklar arasında taksim edilir. Tasfiyede durum böyle olmakla beraber, 530. maddeye göre, şirketi idare eden ortak yılda en az bir defa hesap vermeye ve kar payını ortaklara ödemeye mecburdur. Ortakların şahsi alacaklılarının adi ortaklık mevcudu ve kar payı üzerinde ortaktan daha ileri yani onun sahip olmadığı bir hakkı istemeye veya haciz koydurmaya hak ve yetkileri olamaz. BK.nun 530. maddesi uyarınca enaz yılda bir defa yapılacak hesap sonucu ortağa isabet edecek kar payı üzerine, ortağın şahsi alacaklısı haciz koydurabilir. bu ahvalde ortaklığın tasfiyesine gerek yoktur. Yıl sonu kar payının ortağa değil alacaklısına ödenmesi lazım gelir.
Adi ortaklığa mensup ortağın şahsi alacaklıları, bu ortağa ait ve tasfiye neticesi gerçekleşecek sermaye ve kar payını haczettirmek hakkına sahiptir. Böyle bir durumda, yani ortaklardan birinin ortaklık payına haciz konulduğu takdirde, BK.nun 535/3. maddesi gereği adi ortaklık sona ereceğinden tasfiyeye geçilmesi gerekir. Şu halde, BK.nun 534,535/3, 538. maddelerinde belirtildiği gibi, adi ortaklardan herhangi birinin alacaklısı haklarını o ortağın tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanmayı tercih edebilir.
Olayda, adi ortaklığın iş yerinin günlük hasılatından borçlu ortağın payına düşecek meblağın haczine karar verilmiş ve uygulanmıştır. Halbuki, yukarıdan beri açıklanan nedenler karşısında, adi ortaklığın günlük hasılatından ortağın payına düşecek miktar olup olmadığı ve ortaklığın zarar edip etmediği ancak yıl sonu hesabının çıkarılması yahut ortaklık payı haczi istenmiş ise tasfiye hitama erdiğinde belli olacaktır.
O halde bu durumda, günlük hasılattan borçlu ortağa düşecek payın haczedilmesi biçimindeki uygulama yasaya uygun değildir. bu karar ve işlemden zarar gören diğer ortağın şikayete hakkı vardır ve yerindedir.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında, şikayetçi vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan mercii kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.4.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.