 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/1625
K: 1982/1651
T: 08.02.1982
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 22.2.1982 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İİK'nun 363. maddesi gereğince tekik mercii kararları tefhim veya tebliğinden 10 gün içerisinde temyiz edilebilir. 366. maddeye görede icra iflas dairesinin hukuka müteaillik kararları aleyhine 10 gün içinde karar tashihi yoluna gidilebilir.
Ortaklığın giderilmesi davası sonunda sulh hakimi satış memuru tayin eder müzayedeyi icra kanununa tevfikan yapar. (HUMK Md. 570-571) bu memur icra memuru olmayıp infaz memuru olduğundan (mahkeme icra memurunu tayin etse dahi durum değişmez), muameleri hakkındaki şikayetleri ve ihalenin feshi taleplerini kararı veren mahkeme tetkik edip karara bağlar. Yani icra tetkik mercii görevini yapar. (İİK Md. 4/2) işte bu nedenledir ki fesih istekleri hakkında sulh mahkemesince verilen kararların temyizen tetkik yeri 12. Hukuk Dairesi'dir.
1730 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 13. maddesinde 12. Hukuk Dairesi'nin görev alanı 2 şarta bağlanmıştır.
1- İcra ve İflas Kanunu'nun uygulanmış olması.
2- İcra tetkik mercilerinden verilmiş olması.
Yukarıda açıklandığı gibi ihalenin feshi davası İcra İflas Kanunu'nun uygulanmasından doğar, ve sulh hakimi sıfatı ile karar verilir. Nitekim Başkanlar Kurulu'nda bu görüş benimsenip ihalenin feshi istekleri üzerine sulh mahkemelerince verilen kararların temyizen tetkik yerinin 12. Hukuk Dairesi olduğu kabul edilmiştir. Aksinin kabulü halinde, yani sulh hakiminin merci hakimi olarak kabul edilmemesi durumunda Yargıtay Kanunu'nun 33. maddesindeki şartlardan birisi olmadığından bu kararların tetkik yerinin 6. Hukuk Dairesi olması gerekir. Hal böyle olunca ihalenin feshi hakkındaki dava sonunda verilen kararların temyizi İİK'na göre olacaktır. HUMK'nu, özel kanun varken uygulanamaz, temyiz süresi 10 gündür ve karar düzeltme hakkı vardır. Oysa HUMK'nunda sulh mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi 8 gün olup karar düzeltme yolu yoktur. Temyiz süresinin başlangıcının tayinde HUMK'nun uygulanması, temyiz süresi ve karar düzeltme hakkı bakımından İİK'nun uygulanması düşünülemez. Kanun vaazı HUMK uygulanmasını gerek gördüğü yerde koyduğu hükümlerle yollamada bulunmuştur. Örneğin, İİK'nun 50. maddesinde yetkiye dair HUMK'ndaki hükümlerin kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Temyiz hususunda böyle bir yollama yapmamıştır.
Sonuç olarak ve özetle ortaklığın giderilmesi kararlarının yerine getirilmesi yetkisi, HUMK'nun 570. maddesi ile sulh hakimine verilmiştir. İİK'nun 4. maddesi ile sulh mahkemesi, ortaklığın giderilmesi kararlarında icra yetkisini haizdir. Ve bu mahkemenin bakımı da bu konudaki şikayet ve itirazların tetkiki ile görevlendirilmiştir. Yıllardan beri gelen anlayış ve uygulama da bu doğrultudadır. İİK'nun 4. maddesinde geçen "kanun mucibince bu vazife kendilerine verilmiş olan hakim" ve "icra yetkisini haciz sulh mahkemeleri" biçiminde anlatımların sadece, bu kanunun 1. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen Adalet Bakanlığı'nca görmeye yetkili olduğunu işlerde icra yetkisi verilmiş sulh mahkemeleriyle ilgili olduğunu düşünmek yukarıda belirtilen uygulama ve anlayışa ters düşen, dar ve yararsız ve hatta kendi içinde tutarlı bir bütünlük taşıyan bir sisteme karmaşa getirebilecek bir yorumdur.
Açıklanan nedenlerin sulh mahkemesinin merci hakimi sıfatı ile verdiği kararlarda temyiz süresi, tefhim veya tebliğinden başlar. Süresi 10 gündür. Ve karar düzeltme yolu mevcuttur. HUMK'nun temyiz süresini tebliğ tarihinden başlatan hükmü uygulanamaz.
SONUÇ : Tetkik konusu olayda karar mümeyyizin yüzüne karşı 28.1.1983 tarihinde verilmiş ve temyiz 10 günlük süre geçirildikten sonra 15.2.1981 tarihinde yapılmış olduğunda temyiz dilekçesinin reddine, 8.2.1982 günde, oybirliğiyle karar verildi.