 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1982/10237
K: 1983/539
T: 01.02.1983
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 14.12.1982 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Temerrüt faizi borçlunun temerrüde düştüğü günden itibaren hesaplanır. Alacağın muaccel olması ile borçlunun temerrüdü ayrı şeylerdir. Diğer bir deyimle muaccel borcun borçlusu mutlaka mütemerrit sayılamaz. BK.nun 101, 103, 104. maddeleri birlikte gözden geçirildiği zaman, borçlunun borcun muacceliyetinden sonra temerrüde düşebileceği anlaşılmakla beraber, asil borcun yerine getirilmesi için belirli bir gün tayin edilmemiş ise ancak bu takdirde alacaklının ihtarının gerekli bulunduğu ortaya çıkmaktadır.
11.12.1957 tarih ve 1957/17-29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "Senette vade olup da borç vadenin veya ihbar vuku bulup da tesbit edilen günün hitamında ödenmediği ve alacaklı takip zaptında vadenin veya ihbarda tayin edilen günün hitamından itibaren, takip zaptında vade ve ihbar tarihlerinden bahsetmeyip de mutlak suretde faiz talep edilir ise takip tarihinden itibaren faiz hesap edilmesi lazımdır" denilmektedir.
Olayda, davacı dava tarihinden itibaren faiz istemesine rağmen mahkeme alacağın bir kısmına dair hüküm kurmuş olmakla beraber faiz isteği hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermemiştir. ilama dayanan ve icra takibinin konusunu teşkil eden bu alacak tutarının hüküm tarihinde muaccel hale geldiği kuşkusuzdur. Artık borçluya hükmolunmuş alacak miktarını ödemesi için ayrıca bir süre verilmesine binnetice ihtara gerek kalmamaktadır. Alacaklı her an talep hakkını haizdir. Borcun yerine getirilmesi için belli bir gün kararlaştırılmasına lüzum olmadığı ortaya çıktığına göre 11.12.1957 tarih ve 1957/17-29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi, takip talepnamesine alacaklı hüküm tarihinden itibaren temerrüt faizi isteğini kaydetmiş olması karşısında, bu isteğe uygun şekilde icra takip tarihiden değilde hüküm tarihinden itibaren faiz hesap edilmesi yasaya, İçtihadı Birleştirme Kararına uygundur. O halde merci kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında borçlu vekilinin yerinde görülemeyen temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararının İİK.nun 366 ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 500 lira onama harcının temyiz edenden alınmasına, peşin harcın mahsubuna bakiye kalmadığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 1.2.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.