 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/788
K: 1982/894
T: 05.03.1982
DAVA : İsmail Sarı ile Ali Gürbüz arasında çıkan davadan dolayı Adana Asliye 4. Hukuk Hakimliğince verilen 14.9.1981 gün ve 69/575 sayılı hükmü onayan dairenin 14.12.1981 gün ve 5151-5450 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı bedeli verilmiş olan 50 ton demirin teslimini istemiş, davalı Ali Gürbüz de karşılık davasında yine bedeli ödenmiş 60,6 ton demirin teslimini talep etmiş, diğer davalı cevap vermemiş duruşmaya da gelmemiş, mahkemece her iki davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm dairemizin 81/5151-5450 sayı ve 14.12.1981 günlü kararıyla onanmıştır.
Davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davada, davacı her iki davalıdan 50 ton demirin teslimini dava etmiş, 50 ton temirin tteslim edilmediği davalı Ayli Cürbüz tarafından kabul edilmiş 50 ton demirin teslimine ilişkin mahkeme hükme de davalılar tarafından temyiz edilmemekle kesinleşmiştir. Davanın bu halinde sadece karşılık dava uyuşmazlık konusu olarak kalmıştır.
Adana da demir alım-satımının sözlü davalı yazılmasının teamülden olduğu Adana Ticaret Odası yönetim kurulunun 8.4.1981 gün ve 22/237 sayılı kararından anlaşılmaktadır.
Davacı kendisinin müteahhit olduğu demir satmasının söz konusu olmadığı şeklinde savunmada bulunmuşsa da gerek kendi defterlerindeki kayıtlar gerekse muhasebecisi Dursun Kılıçar'ın tanık olarak verdiği ifadeden aksi sabit olmuş ve davacının demir de sattığı anlaşılmıştır.
Daevacı dolaylı da olsa demir bedeli olarak davalıdan bir milyon lira aldı ancak bu paraya iki adet çekle geri verdiğini savunmuştur. Davacı muhasebecisi Dursun da demir için bir milyon lira alındığını, ancak demir teslim edilmediğini ve fakat paranın iade edildiğini bildirmiştir. Bu suretle davacının davalı Ali Gürbüz'e bir milyon değerinde demir teslim etme yükümlülüğü altına girmiş olduğuda sabit olmuştur.
Fakat davacının aldığı bir milyon lirayı iade ettiği savunmasına karşılık davalı davacının iki çekle bir milyon verdiğini kabulle birlikte davacıya 19979 yılında 11 kalemde 2.592.000 lira verdiğini, bunun 1 milyon lirasını ödediğini, bakiye kalan 1.592.000 liradan 1 milyonunun demir bedeli olarak davacı da kaldığını cevaben bildirmiştir.
Mahkemece 26.3.1981 günlü oturumda dosyyadaki belgeler ve bankalar nezdinde inceleme yaparak taraflar arasında demir alım-satım olup olmadığı, varsa anlaşma şartllarının tesbiti yönünden işi bilirkişiye havale etmiş ve bilirkişi Nazmi Kesiciler imzalı 27.5.1981 günlü rapor alınmıştır. Ancak bu rapor, tarafların defterleri de incelenmiş olmamsına rağmen, uyuşmazlığı giderecek nitelikte olmadığı gibi TTK.nun 82 ve devamı maddeleri gereğincede bir inceleme değildir.
Bilirkişi, davalının karşılık iddiasına göre davalı defterlerinde 2.592.000 liranın tediyelerini araştırmış, 2 milyon liranın kaydını tesbit etmiş 592.000 liranın kaydını bulamamıştır. Ancak bunun 130.000 lirası esasen davacı kabulündedir. Bu durumda davacıya yapılan ödemelerr tutarı 2.130.000 lirayı almakla beraber bu tediyelerden Ahmet Taşyapan'a yapılan 150.000 liralık ve Ahmet Sevgiye yapılan 55.000 liralık ödemelerin davacı ile ilgisi anlaşılamamaktadır. Diğer yandan, yine bilirkişi raporuna göre (Sahife 4) davalı 29.12.19788 tarihi itibariyle davacıya 338.000 lira borçlu görülmektedir. Davallının davacıdan hem 2.92.000 lira alacaklı, hem de 338.000 lira borçlu görrülmesi izahsız kalmaktadır.
Bunlardan başka bilirkişi defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığını ve kapanış tasdikleri olup olmadığı da belirtmemiştir.
Diğer yandan bir kişinin birden fazla borcu olduğu takdirde ödeme zamanında ödemekte olduğu borcun hangi borca ait olduğunu beyan etmek borçlunun hakkıdır (B.K. 85/1) davacı demir vermek için davalıdan 1 milyon lira almış olabilir, bundan sonrada demir veremiyeceğini, bildirerek başşka borçları da olsa demir bedelini 500.000 er liralık iki çekle ödemiş olabilir, Davalı da bedelin iadesini kaydı ihtirazi dermeyan etmeden kabul etmekle alım-satım akti ortadan kalkmış olabilir. Mahkemece bu husus üzerinde de durulmamıştır.
Taraflar tacirdirler T.T.K.nun 66/1 maddesi hükmüne göre borç ve alacak münasebetlerini defterlerine kaydetmekle mükelleftirler. Yine T.T.K.nun 82. maddesi gereğince ancak usulüne uygun tutulan defterler delil niteliğini haiz olduktan başka usulüne uygun olmasa bile defterler sahibi aleyhine delil teşkil eder (TTK.84).
Mahkemece yapılacak iş tarafların defterleri üzerinde TTK.nun 82 ve devamı maddeleri gereğince bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırarak defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı ve kapanış tasdikleri olup olmadığı, hangi tarafın diğerinden alacaklı olduğunu ve davalının davacıya demir bedeli olarak 1 milyon lira verdiği sabit olduğuna ve demir verilmediği uyuşmazlık konusu olmadığına göre demir bedeli bu bir milyon liranın davalıya geri verilip verilmediğini (B.K.85 ve devamı maddeleri hükümleri de göz önünde tutularak) araştırmak ve sonucuna göre karşılık dava hakkında bir karar vermekten ibaret iken bu yönler üzerinde durulmadan ve eksik inceleme ile karşılık davanın kabulü bozmayı gerektirirken hükmün her nasılsa onandığı anlaşılmakla davacı tarafın karar düzeltme istemi HUMK.nun 440. ve devamı maddelerine uygun görülmüştür.
SONUÇ : Davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, dairemizin 81/5151-5450 sayı ve 14.12.1981 günlü onama kararının sadece karşılık dava yönünden kaldırılmasına ve hükmün yukarda gösterilen nedenlerle ve karşılık dava yönünden kaldırılmasına ve hükmün yukarda gösterilen nedenlerle ve karşılık dava bakımından davacı yararına BOZULMASINA 5000 lira duruşma vekillik ücretinin davalı Ali Gürbüz'den alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin, temyiz tashihi karar ve ilam harçlarının isteği halinde temyiz edene iadesine 5.3.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.