 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/5774
K: 1983/128
T: 20.01.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Hatay As. 2. Hukuk Hakimliğince verilen 20.10.1982 tarih ve 74/517 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Almanya'da işçi olarak çalışan müvekkilinin Türkiye'ye kesin dönüş yapmasından sonra, birikmiş olan 6060,57 Mark Kıdem tazminatının Alman Bankasınca 15.11.1977 tarihinde davalı bankaya müvekkilesinin açık adresi bildirilerek gönderildiği halde, davalı bankanın herhangi bir ihbarda bulunmadığı gibi müvekkilesinin yaptığı müracatlarda da paranın gelmediğini açıklamak suretiyle iki seneden fazla süre paranın haksız yere davalı yedinde kaldığını ve zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere mahrum kalınan kardan dolayı 200.000 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilleri cevaplarında, davacının adresine ihbarname çıkarıldığını, adresinde bulunmaması üzerine bizzarar davacı adına hesap açıldığını, yasal faizlerin tahakkuk ettirildiğini, davacının bankaya müracaatta bulunmadığını ve talep edilen meblağın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 21.9.1981 gün ve 81/3810-3898 sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davalı bankanın yanlış adrese ihbarname çıkarmak suretiyle kusurlu olduğu ile Kuyumcu ve Sarraflar Derneğinin cevabı yazısı ve toplanılan deliller dayanak yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı banka, davacı adına gönderilen Almanya'daki kıdem tazminatına ilişkin havaleyi yanlış adrese ihbarname çıkarmak suretiyle, paranın davacının eline geç geçmesine sebebiyet vermiş olmasından dolayı, Dairemizin 21.9.1981 gün ve 81/3810-3898 sayılı bozma ilamında da belirtildiği gibi kusurludur. Bankaca hernekadar davacı adına vadesiz mevduat hesabı açılarak faiz tahakkuk ettirilmiş ise de, davacının parayı zamanında alamamış olmasından dolayı faizi aşan bir zararı tahakkuk ettiği takdirde B.K.nun 105. maddesine göre bunun da tazminini isteyebileceğinin kabulü gerekir. Burada davacının zararının neden ibaret olduğunun tesbitinde, mahkemece objektif ölçüler içerisinde bir araştırma yapılmasına ihtiyaç bulunduğu gözden ırak tutulmamalıdır. Bu itibarla memleketimizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar, enflasyon hızı, fiat endeksleri, paranın satın alma gücündeki tutularak havalenin zamanında ödenmeyip iki seneyi aşkın bir zaman sonra ödenmesi yüzünden davacının uğradığı zararın ne olabileceği konusunda bu işlerden anlar yetenekli bilirkişi veya bilirkişiler aracılığıyla inceleme yaptırılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, davacının mücerret altın satın alacağı yolundaki beyanına dayanılarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 20.1.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.