 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/5727
K: 1982/5528
T: 20.12.1982
6762/m.119
Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesince verilen 4.11.1981 tarih ve 202-601 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine nakliyat sigortası ile sigortalı bulunan T.Z.D. Kurumuna ait gübrelerin Köstence'den Antalya'ya Krystine Gemisiyle taşındığını, taşıma sonunda 927 torba noksanlık meydana geldiği için sigortalıya 640.350 liranın ödenmiş olduğunu belirterek, bu meblağın faiziyle birlikte rucuan davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiş ve duruşmaya gelmediğinden yargılama yokluğunda yürütülüp sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile toplanılan deliller dayanak yapılarak 640.516 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalının tavzih talebi üzerine mahkemece esas davalının acenta değil, davalı olduğu gerekçesiyle 640.516 liranın davalı Krystina gemisi donatanı P. Team Ships Ltd.'den tahsiline şeklinde hükmün tavzihine karar verilmiştir.
Tavzih kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından düzenlenen dava dilekçesinde hasım olarak taşıyıcı gemi donatanının acentası olan M. Deniz Tic. ve San, A.Ş. gösterilmiştir. TTK.nun 119. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, acentanın aracılıkta bulunduğu veya aktettiği mukavelelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı ilgili kişilerin acenta aleyhine ( müvekkili namına ) dava açması mümkün bulunmaktadır. Bundan maksat, Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi olmayan ticari işletmelerin takip ve dava edilmesi zorluğunu ortadan kaldırmak ve hak sahibinin Türkiye'de mukim acentadan alacağını istihsal etmesine imkan tanımaktır. Aksinin kabulü halinde TTK.nun 119. maddesi hükmünü işletmek mümkün olmayacak demektir.
Dairemizin konu ile ilgili yerleşmiş içtihatları da bu doğrultudadır. Mahkemece bu hususlar dikkate alınmaksızın ve anılan madde hükmünün amacı da gözönünde tutulmaksızın yazılı olduğu şekilde tavzih kararı verilmesi doğru görülmediğinden hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle tavzih kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde tavzih kararı isteyen davacıya iadesine, 20.12.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.