 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/5624
K: 1983/252
T: 27.01.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Karabük Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen 29.7.1982 tarih ve 270 - 316 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.1.1983 gününde taraf avukatları tebliğata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, yanlar arasındaki 3.12.1962, 25.6.1963 ve 9.5.1964 günlü sözleşmeler uyarınca, vekil edenin davalı işletmeye 110.000 ton demir cevheri teslimini üstlendiğini, ancak nitelik belirleme için, sözleşmede öngörülen "cari teamül ve cari usul" şeklindeki, cevherden örnek alma uygulamasının ilkel ve amaçlı biçimde gerçeği yansıtmaktan uzak oluşu nedeniyle getirilen cevherlerden bir bölümünün bedeli ödenmediği gibi cezai şart olarak el konulduğunu, sözleşmelerin buna yönelik hükümlerinin, haklı olmayan (gayri muhik) nitelikleri nedeniyle Borçlar Yasasının 20. maddesi uyarınca batıl olduklarını bildirerek, sakat hükümler içeren sözleşmelerin feshi ile yetersiz analiz, cezai şart, ödenmeyen bedel, kar kaybı ve irat yazılan tazminat nedeniyle uğranılan zarar için şimdilik (325.000) liranın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı işletme vekili, savın gerçek dışı olduğunu, yanların özgür iradeleriyle bağıtlanan sözleşmede öngörüldüğü biçimde alınan örneklerin tahlili sonucu yetersiz nitelikte olduğu saptanan cevhere bedel ödenmemesi ve cezai şart uygulanarak stoktaki cevherin geri verilmesinin sözleşmeye uygun bulunduğu, davacının örnek cevher alımında gözlemci bulundurma ve tahlil raporuna itirazla, M.T.A. Enstitüsünde yeniden inceleme yaptırılmasını sağlama olanağı bulunduğunu, sözleşme hükümlerinin sakatlığından söz edilemeyeceği ve bir yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, alacak isteminin dayanağı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sözleşmeler, bilirkişi raporlarına ve dosya içeriği dayanak yapılarak, yanların istemleriyle bağıtlanan sözleşmelerde haklı olmayan ya da yasaya karşı hile niteliğinde hukuka aykırı hükümler bulunmadığından Borçlar Yasasının 20. maddesine göre butlandan söz edilemeyeceği, saptanan cezai koşullarda da hukuka aykırı bir yön bulunmadığından geçerli olduğu ve TTK.nun 24. maddesi uyarınca indirim istenemeyeceği cevherden örnek alımının uygulama ve sözleşmeye uygun olduğunun anlaşıldığı, ayrıca davacının önlemli bir tacir gibi davranarak sözleşme uyarınca örnek alımında gözlemci bulundurması gerekirken bunu yapmadığı gibi, tahlil raporlarına M.T.A. düzeyinde itiraz olanağının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece hükmü dayanak yapılan tarihsiz son bilirkişi raporunun (İ.T.Ü. den 1 doçent İ.H.F.'den 2 doçent tarafından düzenlenen) yetenekli kişiler tarafından düzenlenmiş doyurucu gerekçeyi içermiş bir rapor olmasına, iddianın niteliği ve uyuşmazlık konusu olguların mahiyeti itibariyle Borçlar Kanununun 20. maddesindeki koşulların olayda mevcut olmadığının anlaşılmış bulunmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, vekili gelmediğinden davalı yararına duruşma vekillik ücreti takdirine yer olmadığını, 500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.1.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.