 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/5594
K: 1982/5674
T: 27.12.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 7.7.1982 tarih ve 2138/2355 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf avukatları tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının imal ettiği (tom) ve meltoks) isimlerini taşıyan toz deterjanların ambalajında müvekkili ile harhangi bir sözleşme yapmadan (TSE) damgasını kullandığını, müvekkilinin tüketiciyi korumayı amaçlayan itibarını zedelediği gibi alınacak ücretten de mahrum kalındığını belirterek (150.000) lira maddi ve (150.000) lira manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, maddi tazminat isteğinin fazla olduğunu, (TSE) markasının bir yıla yakın bir süre kullanıldığını, tarife dikkate alınırsa davacının (48.000) lira isteyebileceği, manevi tazminat istenemeyeceğini, uyarının üzerine de damganın kullanılmadığını, ayrıca kayıt için başvurulduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, iddia savunma, ilgili belgeler ve bilirkişi raporuna göre davalının cevap dilekçesindeki kabulü de nazara alınarak (48.000) lira maddi ve olayda davalının ağır kusurlu olduğu kabul edilerek (150.000) lira manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Hükmü temyiz eden davalı, manevi tazminat verilmesi şartları olmadığı gibi; hernekadar (48.000) lira maddi tazminat ödemeyi kabul etmişlerse de bilirkişi daha az miktar maddi zarar saptadığına göre, o miktar aşılamayacağını ileri sürerek hükmün bozulmasını istediğini bildirmiştir.
Davacı da maddi tazminatın noksan hükmedildiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
1 - İstenen (150.000) lira (maddi tazminat)'tan davalı (48.000) lira ödemeyi kabul etmiş olup bu beyanı ile bağlı bulunmasına göre davalının ve bilirkişi raporuna göre de davacının o yoldaki itirazlarının reddi ile o kısım hakkında hükmün onanması gerekmiştir.
2 - (Manevi tazminat)'a gelince; davacı kurum, 22 Kasım 1960 tarih ve 132 sayılı Yasa ile kurulmuş ve markası "TSE" olarak belirlenmiş olup bu yasanın 1,2 ve 11. maddelerine göre bu markayı kullanmak isteyenlerin mamullerini kontrol ederek, Türk Standartlarına uygun bulursa kabul edecek, tarifeye göre ücret alacaktır. Bu markayı taşıyan mamüllerin böylece resmi bir kurumun inceleme ve onayından geçerek Türk Standartları'na uygun olduğu kamu oyunda peşinen kabul edilecektir. Bu markanın izinsiz kullanılması halinde ise kamuoyu yanıltılmış olacak, standartlarına uygun olmayan bir mal da bu markayı taşıdığı için kontrollü zannedilecek, standartlara uymadığı ve kalite bozukluğu farkedilince de TSE. markasına olan güven ve inanç sarsılacak; bu halde davacı kurum, gerek prim yoksunluğu ve gerek markaya rağbet azalması ve müşteri kaybetme şeklinde maddi zarardan başka, markaya ve davacı kuruma karşı doğacak güvensizlik duygusu ile manevi zarara da uğrayacaktır.
551 sayılı Markalar Kanununun 48. maddesinde (marka sahibine zarar veren kimse o zararı tazmin etmek zorundadır) denmiş, maddi veya manevi zarar ayırımı yapılmamıştır. BK.nun 48. maddesinde de (yanlış ilanlar yahut hüsnüniyet kaidelerine mugayir sair hareketler ile) müşteri kaybeden ve kaybetmek korkusuna maruz kalan kimse zararın tazmini isteyebilecektir. TTK.nun 57. maddesinde de marka kullanımı yönünden (iyiniyet kurallarına uyulması) ve TTK.nun 58/c. madde bendinde dahi "marka tecavüzü" nedeniyle (BK.nun 49. maddesi şartları bulunması) hallerinde manevi tazminata hükmedilebileceği ifade olunmuştur.
Gerçekten davacı kurumun markası davalı tarafça izinsiz kullanılış, maddi zarar doğduğu kısmen kabul edilmiş olduğu gibi, BK.nun 49. maddesinde de belirlenen şekilde davacı kurumun şahsi menfaatleri haleldar olmuş ise davalı TTK.nun 57 ve 58. maddelere göre iyiniyet kurallarına uymamış olmakla manevi zararın doğmasına da neden olmuş sayılarak manevi tazminat ödemeğe mahkum edilecektir.
Ancak, hükmedilecek manevi tazminatın, nedenselik kusur ve manevi zarar ilişkisine ve hak ve nesafet kurallarına ve BK.nun 49. maddesinde belirtildiği gibi (zarar, ziyan ve hatanın ağırlığına) uygun düşmesi gerekir. Mahkemece yaptırılmış bilirkişi incelemesi, sadece maddi tazminat yönündendir. Oysa (şahsi menfaatlerin haleldar olup olmadığı)'nın saptanması, TSE damgası izinsiz vurulmuş olan mamüller, bu damgayı yasal olarak taşıyan aynı cins mamüllerle karşılaştırılarak kalite düşüklüğü varsa ve Türk Standartlarına uymuyorsa bu niteliğine rağmen Türk Standartlarına uygunmuş gibi TSE. markası izinsiz kullanılması nedeniyle davacı TSE. kurumuna duyulan güvenin sarsıldığı kabul edilerek, kusurun ve zararın ağırlığı da gözönünde tutularak ona göre uygun düşecek manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bunlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde ve miktarda manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : a) Yukarıda birinci bentde gösterilen nedenlerle, maddi tazminat yönünden her iki tarafın temyiz itirazlarının reddi ile o kısım hakkındaki hükmün (ONANMASINA), b) ikinci bentde gösterilen nedenlerle manevi tazminat hakkında davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulüyle o kısım hakkındaki hükmün (BOZULMASINA), 500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine 27.12.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.