 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/508
K: 1982/848
T: 02.03.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 2. Ticaret Mahkemesince verilen 23.9.1981 tarih ve 5/507 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 2.3.1982 gününde davacı asil Sait Akbaşoğlu ve Avukatı Asım Özber ile davalı avukatı Kemalettin Tuncel gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı asil ve taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin Fransa'da mukim L'A ır Lıguide firmasından (14.923.749,19) Franklık (aynı özel dış kredi) temini için davalı bankanın aracılık yapması konusunda müvekkiliyle davalı banka arasında bir anlaşma yapıldığını, ancak Maliye Bakanlığı'ndaki bir formalite noksanı nedeniyle müvekkili şirketin bu krediyi kullanamadığı halde davalı tarafından kredi kullanma işi gerçekleşmişcesine komisyon ve gider vergisi adı altında müvekkilinin hesabından (960.448,38) liranın tahsil edildiğini ileri sürerek mezkür meblağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili cevabında, davacının başvurusu üzerine 7/5399 sayılı kararname hükümleri gereğince müvekkilinin Hazine Genel Müdürlüğüne hitaben yazılan mektup 1.11.1978 tarihinde tevdi edilmekle komisyon alacağının tahakkuk ettiğini, komisyon ücretinin tahakkukunun kati teminatın verilmesi şartına bağlı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanılan delillere göre kredinin temin edilmemesinde davalının bir kusuru bulunmadığına ve teminat mektubu verip bu parayı davacı emrine hazır tutmakla kararname hükümlerine göre ücrete hak kazandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık Bakanlar Kurulunun 21.12.1972 tarih ve 7/5399 sayılı kararnamenin eki olan ve 3.1.1973 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan (Özel Dış Krediler ve Faiz Eşlendirme Fonu Hakkındaki Karar)'ın 5. maddesinin yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Sözü edilen kararnamenin konu ile ilgili maddesinin ikinci fıkrasında aynen (Bankaların, Özel dış kredi işlemleri için krediyi kullananlardan hizmetleri karşılığı olarak faiz dışında komisyon ve her ne nam ile olursa olsun tahsil edebilecekleri meblağ yılda yüzde bir nisbetini aşamaz hükmü yer almış bulunmaktadır. Maddenin yukarıya alınan metninden açıkça görüldüğü gibi, bankaların alabilecekleri ücret ancak kredinin kullanılması şartına bağlanmış bulunmaktadır. Dava konusu olayda ise, davacı şirketin bu karar gereğince Fransa'dan temin ettiği özel krediyi yurda getirebilmek için bu gibi işlerde bu kararname gereği aracı kılınan davalı bankaya başvurusu üzerine, davalı bankaca Hazine Genel Müdürlüğü'ne hitaben yazılan 1.11.1978 tarihli yazıda, bankanın aracılık görevi kabul edildiği takdirde, muhatap yabancı firmaya verilecek garantinin kredi konusu döviz meblağlarının karşılığı Türk lirasının cari kur üzerinden T.C. Merkez Bankasına yatırılacağı taahhütünü kapsayacağı konusunda bir açıklama ve bildirim niteliğinde olup henüz söz konusu kararın 4. maddesindeki garanti belgesi diğer bir deyişle kati teminat verilmemiştir. Esasen dava konusu özel dış kredinin kullanılması, aynı kararnamenin 3. maddesi hükmüne göre, Maliye Bakanlığının müsadesine bağlı olup, bakanlıktan bu müsadenin alınamaması nedeniyle kredi kullanma talebinin akim kaldığı da davada çekişmesiz bulunmaktadır. Bu açıklamalar karşısında, özel dış kredi kullanma şartı gerçekleşmediğine nazaran davalı banka henüz kararnamenin 5. maddesinde azami miktar olarak saptanan % 1 miktarındaki ücrete hak kazanmamıştır. O halde, davalı bankanın bu miktar üzerinden hesap ettiği (960.448,38) lirayı davacının hesabından iç muamele ile (virman) tahsil etmesinin hukuki bir dayanağı yoktur.
Ancak davacı şirketin özel dış kredinin temininde kararname hükümlerine göre davalı bankadan aracılık taleb ettiği ve davalının da bu konuda gerekli işlem ve araştırmaları yaparak Hazine Genel Müdürlüğüne 1.11.1978 tarihli yazıyı yazmakla davacıya ticari açıdan bir iş ve hizmet görmüş bulunmaktadır. Bir tacir sıfatını haiz bankanın, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet gördüğüne göre, T.T.K.nun 22. maddesi hükmü gereğince hizmet gördüğü kimseden münasip bir ücret isteyebilir. İşte bu hüküm göz önünde tutularak mahkemece yapılacak iş; bankacılık ve dış ticaret rejiminden anlayan bilirkişi aracılığıyla davalı bankanın yaptığı hizmet ve iş değerlendirilerek hak ettiği münasip ücret bu yolla saptandıktan sonra sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu hususlar göz önünde tutulmadan, kararname hükümlerine yanlış anlam verilerek ve noksan incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve (5000) lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 2.3.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.