 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/4852
K: 1982/5626
T: 15.11.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 9.6.1982 tarih v 252/3157 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : davacı vekili, davalının akreditif bedelinden (29.126,09) lira borçlu kaldığını, müvekkilince yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaliyle (29.126,09) liranın 9 10,5 faiz, faizin % 25 gider vergisi ve % 15 icra inkar tazminatıyla birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Amerika'dan ithal edeceği mallar için davacı nezdinde (2.555,43) Amerikan Doları akreditif açtırdığını, ithalatçı firmanın ithal müsadesi içerisinde (989.75) Dolarlık malı göndermemesi nedeniyle durumun davacı bankaya bildirilip bu miktar için akretifin iptalinin istendiğini, buna rağmen davacının tamamen kendi kusuru ile ödediğini, malın ithal müsaadesi müddetinden sonra gönderilmiş olması nedeniyle de müvekkilince gümrükten çekilemediğini, davacının kendi kusuru nedeniyle ödeme yapmış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delil ve belgelere, taraflar arasındaki sözleşmeye dayanılarak, davacının Türkiye'ye ithal edilen mal için yaptığı ödemenin sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davalının ithal müsaadesinin uzatılmasını talep etmemesi nedeniyle malları gümrükten çekemediğini, davacının kusurlu olmadığı sonucuna varılarak (28.965,08) liranın % 10,5 faiz, faizin % 15 diğer vergisi ve (14.344,75) lira icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık bir gayri kabili rücu vesikalı ve teyidsiz akreditif işleminden doğmuş bulunmaktadır. Akreditif sürelidir. Davacı bankanın işi tevdi ettiği Amerika'daki muhabir bankanın yanlış işlem yaptığı, vesikaları aramadan ve almadan parayı Amerika'lı ihracatçıya (satıcıya) ödediği, Amerikan firması her ne kadar malları bilahare yollamış ise de süresinden sonra gönderilmiş olmaları nedeniyle ve Türk ithalat mevzuatı gereğince davalı ithalatçı (satın alan) tarafından çekilemediği iddia ve savunma ile dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yabancı muhabir bankanın hatalı davranışı, yazışmalarda görüldüğü gibi, kendisi tarafından dahi kabul edilmektedir. Yabancı banka bu kusurlu davranışta bulunmasa idi para yabancı ihracatçıya (satıcıya) ödenmeyecek ve dolayısıyla bu uyuşmazlık da doğmayacaktı. O halde, davada çözümlenecek husus yabancı bankanın bu yanlış işlemi sonuçlarından kimin sorumlu olacağı meselesidir.
Vesikalı akreditif sistemine göre davacı banka amir banka, yabancı banka da muhabir banka durumundadır. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatları gereğince (HGK. 4.11.1964 tarih ve 1942/D-T Esas, 637 Karar sayılı kararı ile 11. Hukuk Dairesi'nin 22.4.1982 tarih 1982/1274-1845 sayılı kararı) yabancı ve yerli muhabir banka amir (davacı) bankanın yardımcısı durumundadır. Bu halde de BK.nun 100. maddesi gereğince amir banka muhabir bankanın işini icra ederken yaptığı yanlış işlemin sonucundan ve verilen zarardan sorumludur. Maddenin tercüme şekli yanlış anlamaya yer verecek şekilde yapılmış ve sanki sadece (kendisi ile beraber yaşayan şahısların veya mahiyetinde çalışanların) fiillerinden sorumluluk söz konusu imiş gibi yapılmıştır. Oysa maddenin başlığı (muavin şahısların meşkuliyeti) şeklinde geniş anlamlı olduğu gibi İsviçre BK.nun karşılığı ve kaynak maddesi olan 101. maddesinde kendisi ile beraber yaşayan şahıslar veya mahiyetinde çalışanlar gibi, yardımcılara işin tevdiinden söz edilmekle maddede yazılı kişilerin sınırlayıcı değil örnek olarak gösterildiği açıkça belirtilmektedir. Bu yardımcı, borçlunun açık veya gizli rızasıyla ifa ya da haklı kullanma eylemlerine katılan herhangi bir kişi olabilir. Aynı görüşte; Prou. Haluk Tandoğan, Türk Mesuliyet Hukuku, 1961, sh. 436, 437; Prof. S. S. Tekinay, Borçlar Hukuku, 1979 sh. 714, 716) bu durumda Amerika'daki muhabir bankayı davacı bankanın yardımcısı kabul etmek ve onun yanlış işleminden ve davalı ithalatçıya karşı davacı bankayı sorumlu tutmak gerekmektedir. Muhabir bankanın yanlış işlemi nedeniyle ödediği paranın sorumlusu davalı olamaz. Bu sebeplerle davanın reddi gerekirken taraflar arasındaki ilişkinin bir vesikalı akreditif işlemi olduğu hususu ve vesikalı akreditifin özelliği üzerinden durulmadan davalının ithal süresinin uzatılmasını talep etmediği gibi ilişki dışındaki bir nedene dayanılarak davanın kabulü bozmayı gerektirmiştir. Davacı bankanın yardımcısı durumundaki Amerika'daki muhabir bankası olan (Bankers Trust Company)'ye tabiatiyle rücu hakkı saklıdır.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 15.11.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.