 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/4468
K: 1982/4798
T: 19.11.1982
DAVA : Davacı vekili müvekkilinin davalılardan satın aldığı krom madeni için kendilerine toplam (4.210.234.60) liralık avans tediyesi yaptığını davalıların ise buna karşılık müvekkiline (2.022.200) liralık malı teslim ettiklerini akdi ilişkinin kesilmesi üzerine müvekkilince yapılan senetli takipler dışında kalan (1.605.034.60) liralık ilamsız icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ayrıca senetli icra takibinde davalı H.P.'ın senedi olan (158.317.50) liralık alacak tahsil edilemediğinden bu alacağında her iki davalıdan tahsiline (% 15 icra inkar tazminatıyla birlikte) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında ve birleştirme talebinde bulunarak davanın İskenderun'da görülmesini talep etmiş ayrıca davacının müvekkillerine (3.070.000) lira mal bedeli ödediğini, müvekkillerince de davacı tarafa (3.427.200) liralık maden cehveri teslim ettiklerini bu durumda müvekkillerinin (357.200) lira bakiye alacaklı olduklarını ve bu konuda derdest dava da bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki yetki anlaşmasına dayanılarak yetki itirazının reddine karar verildikten sonra toplanılan delillere, bakanlık fiat tesbit yazılarına ve alınan bilirkişi raporuna göre davacı alacağı olarak saptanan (789.652.10) liranın davalılardan müteselsilen tahsiline, keza (158.317.500) liralık bono bedelinin tahsilde tekerrüre meydan vermemek üzere müteselsil borçlu S.Ö.'dan tahsiline, icra inkar tazminatıyla fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraflar temyiz etmişlerdir.
Dairemizce karar usul yönünden davalılar yararına bozulmuştur.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Taraflar arasında aynı ilişkiden doğan iki dava mevcut olup, bunlardan birisi İstanbul As. 3. Ticaret Mahkemesinde diğeri ise İskenderun Mahkemesinde derdest bulunmaktadır. HUMK.nun 43 ve 44. maddeleri hükümlerine göre davalar arasında bağlantı vardır. Bu sebeple davaların birleştirilerek yürütülmesi veya bir davanın, diğerinin sonucunu beklemesi icap etmektedir. İstanbul As. 3. Ticaret Mahkemesinin 23.11.1981 günlü kararı tarafların temyizi üzerine dairemizce önce açılan İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın sonucu beklenerek bundan sonra elde edilecek sonuca göre bu davanın karara bağlanması gerekirken...) gerekçesile usul yönünden ve davalı yararına bozulmuştur.
Davacı vekili, karar düzeltilmesi istemine muhtevi dilekçesinde, İskenderun As. 2. Hukuk Mahkemesince 3.10.1978 tarihli ara kararı ile İstanbul As. 3. Ticaret Mahkemesinin 977/627 esas, sayılı davası sonucunun beklenmesine karar verilmiş olduğunu, bu durumda çelişkili karar çıkmasının bahis konusu olmadığını belirterek mahkeme tutanak örneğini ekli olarak sunmuş ve Dairemizin usule yönelik bozma kararının kaldırılmasını, işin esasının incelenmesini istemiştir. Gerçekten İskenderun Mahkemesince, İstanbul 3. Ticaret Mahkemesindeki dava sonucunun beklenmekte olduğu anlaşılmıştır. Bu hususun yargılama sırasında taraflarca bilinmekte olduğu aşikardır. Dairemizce yapılan inceleme sırasında bu husus bilinmediğinden 11.5.1982 tarihli bozma kararı ittihaz edilmiştir. İskenderun mahkemesi bekleme kararı verdiği ve İstanbul 3. Ticaret Mahkemesi de tarafların birleştirme talebini reddettiği için İstanbul'daki davanın görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu sebeple davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne mahkemenin esasa dair kararı ve tarafların temyiz itirazları incelenmek üzere Dairemizin 11.5.1982 tarih ve 1982/1639 - 2242 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesine karar verilmiştir.
Tüm dosya ve eklerinin ve tarafların temyiz dilekçelerinin incelenmesinden sonra:
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekli görülmüştür.
2 - Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddi uygun bulunmuştur.
b) 3.6.1980 tarihli bilirkişi raporu ile 30.12.1980 tarihli ek raporda davacı tarafın avans olarak yaptığı ödeme ve davalı tarafı yaptığı mal teslimatı tespit edilip yapılan değerlendirme sonucu davacı taraf 876.952.10 lira alacaklı gösterilmiştir. Dava dilekçesinde belirtilen 2.022.200 rakamı ve bilirkişi raporunda belirtilen 2.109.500 rakamı taleple ilgili olmayıp, teslim edilen malın bedelini ifade etmekte iken mahkemece bu rakamlar, talep ve gerçek alacak miktarı gibi kabul edilerek davacı alacağından ayrıca 87.300 liranın tenzil edilmesi kararın bozulmasını gerektirmiştir.
c) Davalının borç miktarı belge ve kayıtlara göre, hesaplanabilir nitelikte bulunduğundan hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddi de isabetli olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
A) Davacı vekilinin karar düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemizin 11.5.1982 tarih ve 1982/1639-2242 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve işin esasının incelenmesine,
B) Yukarıda 1 ve 2/a bendinde yazılı olduğu üzere davalıların tüm ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine,
C) Yukarıda 2/b ve 2/c bentlerinde yazılı nedenlerle mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına ve ödediği temyiz ve tashihi karar peşin harçlarının isteği halinde temyiz edene iadesine 19.11.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.