 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/1781
K: 1982/2264
T: 13.05.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Bursa As. 2. Hukuk Hakimliğince verilen 30.12.1981 tarih ve 1043/1276 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.5.1982 gününde davacı avukatı Nejat N.Üçerler gelip davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının hamil sıfatıyla takibe koyduğu (6.666.000) liralık bononun lehdarı dava dışı Yüksel Bağdaş'ın, vekiledeninin muhasebecisi olması nedeniyle gerektiğinde kullanmak üzere kendisine bırakılan boş senetleri adına doldurup ciro ettiğini bildirerek takip konusu bono nedeniyle davalıya borçlu bulunulmadığının saptanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, lehdarla aralarındaki kişisel defilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemiyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, senedin lehdarca hileyle doldurulduğunun kanıtlanamadığı, davalının iyiniyetli hamil olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bono keşi decisinin muhasebecisi olduğu öne sürülen dava dışı lehdara davacının işinde gerektiğinde kullanılmak koşuluyla bırakılan boş bononun, anlaşmaya ya da aradaki iş ilişkisine aykırı biçimde ve kendi yararına doldurulup, tedavüle konduğu yolundaki iddia senedin anlaşmaya aykırı biçimde doldurulmasına ilişkin T.T.K.nun 592. maddesine dayalıdır. Dava sadece senet hamiline karşı açılmıştır.
Hamile karşı açılan bedelsizliğe dayalı bono iptali davalarında T.T.K.nun 599. maddesi uyarınca; hamilin, senedi bile bile hileli-itilaf borçlunun zararına olarak devralması hali dışında-keşideciyle, lehdar arasındaki kişisel defiler hamile karşı ileri sürülemiyeceğinden, öncelikle lehdar açısından senedin karşılıksızlığının kanıtlanması zorunludur. Bunun kanıtlanması halinde bukezde davallı hamilin bu bedelsizliği bildiği halde sırf borçlunun zararına bir davranışla senedi devraldığının kanıtlanması gerekecektir. Ayrıca, sırf T.T.K.nun 599/2. maddesi hükmüne dayalı bile bile borçlu zararına davranış iddiası yönünden tanık dinleme olanağı vardır. Anılan yasanın 592. maddesinde sözü edilen, senedin anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğu yolundaki iddia ise yazılı belgeyle kanıtlanmalıdır. Bu konuda tanık dinleme olanağı yoktur.
Mahkemece 11.12.1981 günlü ara kararıyla lehdar, ciranta ve davalı hamilin isticvabı ile davacı tanıklarının dinlenmesine karar verildiği halde, senet lehdarı Yüksel Bağdaş'ın isticvabı (HUMK.230 ve devamı) yoluna gidilmediği gibi, bir kısım tanıklar da dinlenmemiştir. Dava dilekçesinde vesair ilgili deliller denmek suretiyle her türlü kanıta dayanıldığına göre, davacıya ant hakkı bulunduğu da hatırlatılmamıştır.
Mahkemece isticvabına karar verilen senet lehdarının iddia doğrultusunda isticvabı; dinlenmeyen davacı tanıklarının sırf, hamilin bile bile borçlu zararına davranarak senedi devralması konusunda dinlenmesi ve gerekirse davacıya ant hakkı da hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu yönden kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekili geldiğinden 5000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 13.5.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.