 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/153
K: 1982/362
T: 02.02.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 5. Ticaret Mahkemesince verilen 13.7.1979 tarih ve 814/397 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 2.2.1982 gününde davacı avukatı Barbaros Çağa ile davalı avukatı Semih Günur gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmışytır. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin geregi konuluşup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinden Bülent'in kaptan Dursun Ali'nin ikinci kaptan ve Ahmet'in ikinci makinist olarak görevli bulundukları davalı donatma iştirakine ait Denizhanlar isimli gemi ile Akdeniz'de yol alırken pirit yüklü Cerrahzade isimli geminin makineleri çalışmaz ve dümeni bozulmuş bir halde başıboş ve deniz tehlikelerine maruz bir halde iken, müvekkilerinin görevli oldukları gemi tarafından 19.4.1976 tarihinde bordaya bağlanarak 20.4.1976 tarihinde Marmaris limanına getirildiğine ve bu şekilde kurtarma yardım hiztmetinin başarıyla sonuçlandırıldığını, ancak müvekkillerinin gemi donatanlarınca imzalanan tahkimname sonucu düzenlenen Hakim-Dispeççi raporunda müvekkillerine ödenmesi kararlaşıtırılan toplam 232.617,71 lira ücretin çok düşük olduğunu davalıdan öğrendiklerini oysa, gemi ve yük değerine göre taksime esas olacak miktarın mezkür raporda gösterildiği gibi 1.155,889,02 lira olmayıp, 5.750,426,32 lira olduğunu ve bu durumda müvekkillerinin kurtarma yardımı ücretlerinin toplam 1.157.246 lira olduğunu ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kurtaran gemi donatanı olarak yapılan girişimler sonucu tahkimnameye müsteniden düzenlenen hakem-dispeçci raporuna göre, davacılara TTK. 1230 maddesi gereğince hak ettikleri ücretin kendilerine ödenmesi için davacıların başvurmaları istendiği halde davacıların ücretlerini almadıklarını, bu paydan fazlasını istemelerinin ise mümkün olmadığını savunarak ve husumet yönünden davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanılan delillere ve alınan bilirkişi raporundaki dayanılarak davacıların davalı tarafın dayandığı hakem-dispeççi raporundaki kurtarma ve yardım ücreti ile bağlı olmadığı, TTK.1225 ve 1230 maddeleri hükümlerine göre hesap edilen gerçek kurtarma-yardım ücreti olan toplam 599.493.03 liranın davalıdan tahsiline, fazla isteminse reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve HUMK.nun 409/2. maddesinin ancak oturum açılması veya yeni bir oturum günü belli edilmesi gereken hallerde uygulanması gereken usuli bir hüküm olup, mahkemenin nihai karar vererek işten elini çekmesi halinde yeni bir oturum günü tayini icap etmeriğinden, mahkemenin nihai kararı ile hükmün tebliği işlemleri arasında HUMK.nun 409/2 - son fıkra hükümlerinde belirtilen sürelerin işlemesi usulen mümkün bulunmamsına, davacı vekilinin 25.2.1977 günlü oturumdaki beyanı dava dilekçesindeki iddiayı tekrar eder mahiyette olup, aksine yorumun dava dile talep edilen miktar bakımından mümkün bulunmamasına, davalı donatıma iştirakının dava dışı kurtarılan geminin dontanı ile yaptığı tahkimnameye müsteniden alınan hakem-dispeçci raporunu HUMK.nun 532. maddesi hükmü gereğince mahkemeden geçirip temyiz hakkını kullanmadan kabullenmiş bulunduğundan, bu rapordaki onun gemi adamları olan davacılar payına düşen kurtarma-yardım ücreti miktarı ile davacıların bağlı tutulması mümkün bulunmamasına ve davacılar tarafından kurtarma - yardım ücreti talep davasının kendi donatanlarına krarşı ikame etmelerinin usulen yerinde bulunmasına, nihayet davacıların B.K. 68. maddesi hükmü gereğince kısmi edayı kabul yükümlükleri bulunmamasına nazaran, davacılar yararına hükmedilen vekillik ücretinin hükmedilen miktara göre hesap ve takdir edilmesi dahi usul hükümlerine aykırılık teşkil etmemesine nazaran davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA ve 5000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13.485 liranın temyiz edenden alınmasına, 2.2.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.