 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/1269
K: 1998/1727
T: 15.04.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 3. Ticaret Mahkemesince verilen 7.12.1981 tarih ve 306/510 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.4.1982 gününde davacı avukatı Cihan Yamaner ile davalı avukatı Sevgi Koru gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, vekiledenlerinin davalı anonim Şirketin 1/10 payına sahip olduklarını, şirket yönetiminin fabrika yapımı ve çeşitli alımlarda kusurlu davranışlarıyla ortaklığı zarara soktukları gibi, alınan kredilerde de yolsuzluk yapıldığını, blançoda yen alan rakam kalemleri şirketin kar-zarar hesabını ve gerçeği yansıtmadığını, sırf bu nedenle, 15..4.1981 günlü genel kurul toplantısındaki özel denetçi murakıp tayini istemlerinin de kabul edilmediğini bildirerek, mahkemece T.T.K.nun 348. maddesi uyarınca özel denetçi murakıp tayinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, yasal süresinde hiçbir savunmada bulunmadığından mahkemece davayı inkar etmiş sayılmasına, karar verilmiştir.
Mahkemece, uzman bilirkişi raporu münderecatına göre davacı iddialarının doğrulanmadığı, işlemlerin ve blançoda yer alan kalemlerin kanuna uygun olduğunun anlaşıldığı, alınan kredilerin şirketin banka hesaplarına aktarıldığının saptandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
T.T.K.nun 348/2. maddesi hükmüne göre azınlık pay sahipleri tarafından özel denetçi murakıp tayinine ilişkin nedenlerin varlığının, kesin biçimde kanıtlanması şart değildir. Kanun koyucu özel denetçi tayinine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları azçok doğrulayan delil ve emareleri yeterli saymıştır. Sözkonusu madde metninde yer alan hususların olayda var olup olmadığı yönü, özel denetçilerin yapacağı inceleme ve araştırma sonucu ancak ortaya çıkacaktır. Ayrıca, özel denetçi tayinine dayanak yapılacak olan vakıalar yönünden kesin hüküm de HUMK.nun 237 sözkonusu edilemiyeceğine göre, kesin delil aranmasının dayanağını bulmak güçtür. Özel denetçilerin çalışma alanlarına giren ve bunun sonucuyla ilgili bulunan, blançonun gerçeklik derecesinin araştırılması istemlerinde, atama konusunda daha da ıllımlı davranılması zorunluğu vardır.
Davacıların tesbit istemesi üzerine, malıkemece şirketin işletme konusuna giren T.T.K.37 ve Van'da yapımı süren fabrika tesislerinde uzman bilirkişiler aracılığı ile yaptırılan ve yeterli nitelikkte görülen inceleme sonucu saptanan inşaat ve ihzarat değeriyle, bunların blanço değerleri arasında, olağan hata payını oldukça aşan miktarda ve belirgin biçimde çelişki bulunmaktadır.
Gerçekten, 31.8.1981 günü itibariyle; fabrika inşaatı, makine tesisat ve demirbaşlar ile elektrik donamının saptanan değerleri 81.134.057 liradır. Bilirkişilerce, inşaat doğrudan şirketçe yaptırıldığından, birim fiatta yer alan % 25 müteahhit karının saptanan bu değerden düşülmesi gereği ayrıca vurgulanmıştır. Böylece, belirlenen değerin daha da düşmesi sözkonusu iken, davalı şirketçe düzenlenen 31.12.1980 günlü blançoda anılan kalemler 130.474.994 lira olarak gösterilmiştir. Sadece bu çelişki dahi, özel denetçi murakıp tayini istemini haklı kılacakk bir niteliktedir.
Mahkemece davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, yan vekilleri geldiklerinden 5000 lira duruşma vekillik ücretinin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 15.4.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.