 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1982/1200
K: 1982/1186
T: 22.03.1982
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Bursa Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen 23.12.1981 tarih ve 320-1036 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin, borçlusu Yüksel Aydın adlı şahsın olduğu bir adet 15.12.1980 vade tarihli 25.000 liralık emremuharer senedi tahsili için davalı bankaya teslim ederek karşılığında 7.11.1980 günlü dekont aldığını, vadeden üç gün sonra davalı bankaya uğradığında senedin kaybolduğundan bahisle araştırma yaptıklarının bildirildiğini, söz konusu senedin kaybolduğundan bahsile araştırma yaptıklarının bildirildiğini, söz konusu senedin ciro yoluyla müvekkiline intikal ettiğini belirterek zarara sebebiyet vermesinden dolayı 25.000 liranın yasal faiziyle birlikte davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, ibraz olunan dekontun makbuz mahiyetinde olmadığını ve tek başına delil teşkil etmeyeceğini, ayrıca davacının zayi olan senet nedeniyle mahkemeye müracaat etmesi gerektiğini, alacağın evvelemirde senet borçlusu ile ciro edenden istenilmesini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanılan deliller dayanak yapılarak davalı bankanın tahsil maksadiyle kendisine verilen bononun kaybolmasına sebebiyet verdiği ve B.K.nun 41. ve müteakip maddelerine göre zararı tazminle sorumlu olduğunu, senet borçlusunun hamilden başkasına yapacağı ödeme ile sorumluluktan kurtulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, iro yoluyla hamili bulunduğu 15.12.1980 vade tarihli ve borçlusu Yüksel Aydın adındaki şahıs olan senedin tahsili için verildiği davalı bankaca kaybedilmiş olmasından dolayı, senet bedelinin tahsili isteminde bulunmuş ve mahkemece de, bankanın kusuru nedeniyle tahsil karar verilmiştir.
TTK.nun 690. maddesi ile poliçelere yapılan atıf nedeniyle anılan yasanın 669 ve müteakip maddelerine göre, emremuharer senedin tahsilh verildiği banka tarafından zayi edilmesi halinde, senet bedelinin bankadan istenilebilmesi için öncelikle davacının bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Zarar unusur teşekkül etmeden davacının bankaya gitmesi mümkün olamaz. Bu itibarla davacının TTK.nun 690. yollamasıyle 669 ve müteakip madde hükümleri uyarınca zayi nedeniyle senedin iptaline karar alıp, bu kararla senet borçlusuna müracaat etmesi, senet borçlusu hakkında yapacağı takip veya açacağı davanın semeresi kalması halinde zararı gerçekleşmiş olacağından banka hakkında dava açması hakkı doğmuş olacaktır. Dairemizin yerleşmiş içtihatları da bu yoldadır. 3.2.1977 gün E. 976/5774 K.1977/424 ve 29.9.1977 gün ve E.977/3659-K.977/3923 sayılı kararlarımız
Olayımızda ise, davacı bu yasal yola başvurmadan doğrudan doğruya banka aleyhine dava açmış bulunmaktadır.
Bu itibarla davacının, henüz zararı gerçekleşmeden banka aleyhine açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine 22.3.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.