 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1982/5017
K: 1982/5316
T: 29.11.1982
DAVA : Davacı ölçümleme yoluyla haksız tahakkuk ettirilen prim borcunun iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı avukat tarafından temyiz edilmesi üzerin temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Davacı adına çıkarılan ve seçenekle olan defter ve kayıtların ibrazına gösterilmesine ilişkin yazıya rağmen işverenin defter ve kayıtların gösterme yükümünü yerine getirmediği dava dosyası içceriğiyle kanıtlanmıştır. ne varki davacı defter ve kayıtları kurum bölge müdürlüğüne götürdüğün ancak bunları gösterecek ilgili müfettişi bulamadığını ileri sürmüştür. bu iddianın kanıtlanması durumunda maddi olguların tanıkla dahi kanıtlanmasının mümkün bulunduğu hukuksal gerçeği gözönünde tutularak davacının gösterme yükümünü yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Maddi olguların herhangi bir kanıtla bu arada tanıkla kanıtlanmasına olanak bulunmakla birlikte şayet maddi olgunun yazılı bir belge ile kanıtlanması olanak içi ise ve özelliklerde resmi işlemlerde uygulama bu yolda oluşmuş bir gelenekle biçimlendirilmişse anılan kuruldan ayrı olarak maddi olgunun yazılı bir belge ile kanıtlanmasının öngörülmeside gerekli olur. "Taraf delilleri"güçsüzlüğü ve bazı kez inandırıcılıktan yoksun bulunuşu muhtemel kötü niyete dayanan veya gerçek dıyı bulunan davarınışların kendini gösterme olasılığı böyle bir uygulamanın gerekliliği ortaya koyar bu davada da davacı savunmasın kanıtlamak için kurumun bölge müdürlüğünde o tarihlerde odacı bulunan ve halen emekli olarak kurumdan ayrılmış olan mustafa adlı şahıs tanık olarak dinletmiş mahkeme de bu noktada sözü edilen tanığın tanıklığı ile yetinmiştir. Oysa davacının defter ve kayıtlarını götürdüğünü bildirdiği kurum bölge müdürlüğünün sigorta müfettişliği kesiminde ilgil müfettişin o gün cenazesi olduğu için gelmediği sözü edilen tanıklık gereğince kabul olunsa bile defter ve kayıtların göstermek istediğini belgeleyecek yetkili br memurun bulunması mümkündür. bir an için bunun mümkün bulunmaması durumunda tanık odacının tanıklığın duyarlıkla ve belirttiği ayrıntıları anımsayabilme nedeniyle özellikle cenaze olgusunun gerçekliğin saptanması ve bu tanığın yaklaşık olarak iki yıl sonra olayı ve davacıyı tanıyabilme ve hatırlayabilme yönleri üzerinde durulması ve davacının emekliye ayrılmış bu kişinin adresinin nasıl olup öğrenip de tanık olarak dinletebildiği nedenleri daha araştırılması ve bu konunun açıklık ve kesinlikle saptanmasından sonra karar verilmesi zorunludur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın tanık mustafa sözleri üzerinde gereği gibi durulmadan ve başkaca bir inceleme yapılmadan tanıklığa dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : temyiz edilen hükmün yukarda açılanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.11.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.