 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1982/3790
K:1982/3928
T:23.09.1982
ÖZET : Sigortalılık süresine, hizmetin geçtiği yer ve çalışanlar bakımından (itibarı sureler" eklenmesiyle güdülen amaç, yapılan işin niteliği yönünden çalışanlar üzerinde doğurduğu fiziksel ve ruhsal çöküntüleri bir ölçüde de önlemektir. Bu nedenle bu madde, açıkça anılanlar dışında aynı sağlık tehlikelerine açık [muhatap] bulunan kişileri de içerecek biçimde yorumlanmalıdır.
(506 s. SSK. m. ek m. 1 2098 s. K. la ek)
Davacı, davalı Kurum işleminin iptaliyle birlikte borçlanma işleminin geçerli sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Davacı, 212 sayılı Yasaya tabi olarak çalıştığından bahisle bu sürelere ilişkin olarak 2098 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmasına karar verilmesini istemiştir. Diğer yönden, çalışmanın "idari Şef olarak yapıldığı taraflarca kabul edilmekte ise de, yapılan işin mahiyet ve niteliğinin ne olduğu yolunda herhangi bir bilginin mevcut olmadığı, giderek, bu yolda bir inceleme yapılmadığı da ortadadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2098 sayılı Yasanın 1. maddesiyle 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen (Ek 1.) maddesinde, sigortalılık süresine, hizmetin geçtiği yer ve çalışan sigortalılar bakımından "itibari süreler" eklenmesiyle güdülen amaç, yapılan işin niteliği itibariyle çalışanlar üzerinde doğurduğu fiziki ve ruhi çöküntüleri bir ölçüde önlemektir. Bu yön, yasama belgelerinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu nedenle, bu gibi yerlerde kimselerin yaptıkları işler bakımından anılan madde kapsamına girip girmediklerini saptarken yasanın bu açık amacını gözönünde bulundurmak ve söze oranla öze üstünlük taşıyan bir yorumla sonuca varmak gereklidir. Daha açık bir anlatımla, madde, açıkça anılan dışında aynı sağlık tehlikelerine muhatap bulunan kişileri de içerecek bir biçimde yorumlanmalıdır.
Bu davada, yukarıda açıklandığı biçimde, davacının "İdari Şef" Olduğu belirlenmesine karşın sözü edilen hukuksal düşünceler doğrultusunda hiçbir inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir ki, kararın bu niteliği itibariyle usule ve yasaya uygunluğu söylenemez.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve eksik soruşturma sonucu verilen karar bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve temyiz peşin harcının ilgiliye istek halinde iadesine 23.9.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.