 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/95
K: 1982/885
T: 12.11.1982
DAVA : Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ; Ankara 4. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.3.1980 gün ve 712/30 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay, 9 Hukuk Dairesinin 7.10.1980 gün ve 3571-10466 sayılı ilamiyle; (.. Uyuşmazlık Vergi Usul Kanunun uygulanmasından doğmaktadır. Davacı uyuşmazlığa esas uygulama hakkında idari yargı yerinden karar almadan işveren aleyhine adli yargıda dava açamaz. Davanın bu nedenle reddi gerekirdi..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Duruşma yapılması için tayin olunan 15.10.1982 Cuma günü belli saatke temyiz eden ve duruşma isteyen davalı vekili ile karşı taraf davacı vekili geldiler. Temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerek anlaşıldı. Hukuk Genel Kurulunca gelen taraflar vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra vaktin yetersizliğinden dolayı işin incelenerek karar bağlanmasının başka güne bırakılması uygun görüldü.
Bugün dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
Davacı sigortalı (. emeklilik nedeniyle işten ayrılmasından dolayı hesaplanan 1.087.418 lira kıdem tazminatından, geniş kapsamlı 24 aylığının vergi dışı tutulması gerekirken, vergi sorumlusu olan davalı işverenin dar kapsamlı 21 aylığını vergiden muaf tutmak suretiyle eksik kıdem tazminatı ödenmesine yol açtığını, vergi dairesine yapmış olduğu itiraz üzerine kısmen iadede bulunulduğunu) ileri sürerek, aradaki farkın kıdem tazminatı noksanlığı olarak davalı işverene ödetilmesini istemektedir.
Davalı vekili, (.. uyuşmazlık vergi uygulamasından doğduğuna göre çözümünün adalet mahkemelerinin görevi dışında olduğunu; kaldı ki işverence yapılan uygulamanın yasaya uygun bulunduğunu..) savunmuştur. Tarafların iddia ve savunmalarından da anlaşıldığı üzere; kıdem tazminatının kesintisiz miktarı üzerinde her hangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bütün soru, kıdem tazminatı ödenirken ne kadar miktarın vergi kesintisinden ayrık tutulması gerekeceği yönüne ilişkin bulunmaktadır. Hal böyle olunca uyuşmazlığın vergi matrahının tesbitinden kaynaklandığı ve vergi yasalarının, özellikle de Gelir Vergisi Yasasının uygulama alanına girdiği açıktır. Doğurudan doğruya vergi yasalarının uygulanması ile ilgili uyuşmazlıkların ise, adli yargının görevi dışında olduğu kuşkusuzdur. Öyle ise, Özel Daire bozma kararında da belirtildiği ve benzer bir olay nedeniyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.12.1979 gün ve E. 1978/9-809, K. 1979/1642 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, davacı görevli idari yargı yerinden karar almadıkça işverene karşı adli yargı yerinde böyle bir davayı açamaz. Davacının vergi dairesine başvurarak, bir kısım vergi kesintisinin geri alması az önce değinilen anlamda bir başvuru anlamında kabul edilemez. Bu sebeplerle Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.11.1982 gününde oyçokluğu ile karar verildi.