 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/745
K: 1983/1410
T: 28.12.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.2.1981 gün ve 1980/77-1981/238 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 13.5.1981 gün ve 2862-8114 sayılı ilamiyle; (..Davacılar, kiralanan 31 sayılı parsel üzerinde bulunan ve diğer iki parsel boşluğuna taşan mahalde yeniden inşaat yapacaklarını bildirerek kiralananın boşaltılmasını istemişlerdir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişi, avan projenin 29 parsele ait bulunduğunu ve projenin imar durumunun 20.2.1978 tarih 9371 sayılı olduğunu ve İmar Müdürlüğünün yazısında ise 31 parsele ait projenin imar durumunun 19.9.1980 tarih 77 numara olarak bildirildiğini ve bu nedenle beyanla talep ve ibraz edilen projeler arasında çelişki olduğunu bildirmiştir. Dosyalar arasında bulunan avan projelerin tasdikli bulunmakla yeniden inşaat nedeniyle açılacak davalarda nazara alınmak gerekir. Sonradan alınacak tatbikat projeleri bu avan projeye uygun olmak zorundadır. Bu sebeple tasdikli avan projelerine istinat icap eder. Bu durumda projeler arasında bilirkişilerin bildirdiği şekilde mevcutsa, bu çelişkinin halledilmesi ve tasdikli projenin imar durumu bakımından mahalline uygun bulunup bulunmadığının tesbit olunması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve Kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüdü :
KARAR : Davacı, Fatih ilçesi Sancaktar Hayrettin Mahallesi Müşir Süleyman Paşa Sokak 289 pafta, 953 ada, 24 parsel sayılı taşınmazın sahibidir. Bu parsel üzerinde inşaat yapılabilmesi için, taşınmazın ifrazı zorunlu görülmüş, gerekli ifraz yapılmış ve taşınmaz 29,30,31 ve 32 parsel numaralarını almıştır. Dava konusu yapılan yer 31 parsel numaralı taşınmaz olup, davacı bu parsel üzerinde yeniden inşaat yapmayı istemektedir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesine ait 1979/886 Esas sayılı dava dosyasının tümünü delil olarak göstermiş yargılama sırasında da sözü edilen dosyada üç bilirkişi marifetiyle avan projenin mahalline uygunluğunun saptandığını, yeniden keşif yapılmasına gerek olmadığını açıklamış, davalı vekili de dava konusu taşınmazın üzerinde eski eser bulunduğunu, burada inşaat yapılmıyacağını savunmuştur.
Görülüyorki uyuşmazlık, üzerinde korunması gerekli eski eser bulunan yerle ilgili olarak, tatbikat projesi veya inşaat ruhsatı alınmadan onanlı avan (ön) projeye dayanılarak yeniden inşaat nedeniyle tahliye davası açılıp açılmayacağı hususlarına ilişkindir.
Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığının dosyada bulunan cevabi yazılarında; (..müfrez 24 parselin Sulu Manastır diye adlandırılan eski eser kompleksinin sahası içinde bulunduğu, gene bu parsel üzerinde Bizans devrinden kaldığı bilinen bir sarnıcın mevcudiyetine rastlandığı; ancak, parsel üzerinde bir çok yapı bulunduğundan, bilinen sarnıçtan başka korunması gerekli ve bir binanın bulunup bulunmadığının henüz saptanamadığı, mal sahiplerinin işaat haklarının olabilecek en aza ölçüler içinde kısıtlanmasının esas olduğu, en az 1/100 ölçekli avan projenin belediyece tasdik edilip mevcut binaların yıkımının ve arkeolojik kazıya izin verilmesinin zorunlu olduğu, ancak parselde bulanan binanın yıkımı ve temel hafriyatı sırasında İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü elemanlarının nezaret etmesi ve her hangi bir kalıntıya tesadüf edildiğinde Kuruldan yeniden karar talep edilmesi gerektiği..) hususunun bildirildiği anlaşılmıştır.
5805 sayılı Yasa'nın 5. maddesi gereğince Anıtlar Yüksek Kurulu Kararlarına uymak zorunludur ve bu zorunluluk Belediye'yi olduğu kadar diğer tüzel ve gerçek şahısları da bağlayıcı niteliktedir. Bu görüş doğrultusunda dava konusu 31 parselin imar durumu çıkartılmış, avan projeler İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğünce onanmış, İmar Müdürlüğünün 5.9.1980 tarihli yazısında da 31 parsel sayılı yere mevcut imar durumu ve tasdikli avan projedeki şartlara göre, bilahare tasdik ettirilecek tatbikat projeleri gereğince inşaat yapılmasında sakınca olmadığı bildirilmiştir. Yani, sonradan alınacak tatbikat projelerinin avan projeye uygun olmak zorunda bulunduğu da açıklanmıştır. Mevcut bina yıkılmadan inşaat ruhsatı verilemiyeceğinden, yeniden inşaat nedeniyle açılacak tahliye davalarında davadan önce inşaat ruhsatı alınması da zorunlu değildir. Kaldı ki, yine bu parsele bitişik ve ana 24 parselden müfrez 30 sayılı parselle ilgili olarak, davacı tarafından 29.6.1976 tarihinde aynı nedenlere dayanılarak başka bir davalı aleyhine İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonunda kiralananın boşaltılmasına karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 28.11.1979 gün ve 8064-9518 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Kesinleşmiş olan ve dosya arasında bulunan bu karar, işbu dava için de güçlü kanıt niteliğindedir.
Açıklanan duruma göre, onanlı avan (ön) projeye dayanılarak dava açılması mümkündür ve sonradan alınacak tatbikat projesi avan projeye uygun olacağından, önceden tatbikat projesi düzenlenmesine ve inşaat ruhsatı alınmasına gerek bulunmamaktadır (HGK. 30.4.1975 gün 6/655 E. 548 K.).
İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesine ait 1979/886 Esas sayılı dava dosyasında, 28.8.1978 tarihinde biri öğretim görevlisi, üç yüksek mimar tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, tasdikli avan projenin üzerinde inşaat yapılacak 31 parsel sayılı taşınmaza uygun olduğu, inşaatın başlıyabilmesi için kiralananın boşaltılması ve yıkılması gerektiği mütalaa edilmiş; bu uygulamaya karşı taraflarca herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesinde rüyet edilen bu dava, tarafları, konusu ve sebebi tamamen aynı olan bütün delilleri etraflıca toplanan, fakat bir usuli hata nedeniyle sonuçlanmamış bulunan, 10.Sulh Hukuk Mahkemesine ait 1979/886 esas sayılı dava dosyasının devamı niteliğindedir. Buna rağmen hiç gerek yokken, 4.2.1981 günü yine üç bilirkişi marifetiyle keşif yapılmış ve düzenlenen raporda, davaya konu edilen 31 parsele ait avan projenin ibraz edilmediği, ancak; 29 parsele ait avan projenin getirildiği, bu nedenle "beyan ve taleple, ibraz olunan projeler arasında çelişki olduğu" bildirilmiştir. Davacı vekili 25.2.1981 tarihli dilekçeyle rapora itiraz etmiş, dava konusu 31 parsele ait avan projenin tastikli örneğinin icabında bilirkişilere gönderilerek uygulanmasını istemiş, fakat bir yanlışlığın zamanında düzeltilmesi yoluna da gidilmemiştir. Bilirkişilerin burada yapacakları iş, projelerin kiralanana uygun bulunup bulunmadığını bildirmek olup, bunun dışında yanıltıcı veya yanlış anlamlara gelebilecek düşünce açıklamaya yetkileri yoktur. Aslında belirtildiği şekilde yanlışlıkla başka parsele ait projenin keşif mahalline götürülmesi, sonuca etkili bir çelişki niteliğinde de mütalaa edilemez.
Bu itibarla; dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 31 parsele ait avan projenin mahalline uygun bulunduğu, iddianın gerçek ve samimi olduğu anlaşıldığından, kiralanın boşaltılmasına karar verilmesi gerekirken, yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle eski kararda direnilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429 maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.12.1983 gününde oyçokluğu ile karar verildi.