 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/725
K: 1984/142
T: 22.02.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "babalığın tescili" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 21.2.1980 gün ve 457-48 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 30.9.1980 gün ve 6100-6735 sayılı ilamıyla; (..İstek, 1826 sayılı Kanun gereğince tescile ilişkin olup, inceleme görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. O halde, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurul'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Mahkeme; "..isteği, nikahsız birleşmeden doğan çocuğun 1826 sayılı Kanuna göre nüfusa tescili niteliğinde kabul ile bu yoldaki başvurunun idareye yapılması lazım geldiği, ancak verilecek karara karşı Sulh Mahkemesine itiraz edilebileceği.." gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiştir. Gerçi, 28.6.1974 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 1826 sayılı Tescil Edilmeyen Birleşmeler ve Bunlardan Doğan Çocukların Cezasız Tescili hakkındaki bu kanun, yürürlüğe girdiği tarihe kadar yetkili mercice yapılmış bir akse dayanmayarak birleşip karı-koca gibi yaşamış ve evlenmelerine kanuni bir engel bulunmayanlardan doğan çocuklarla, evli bir erkekle, evli olmayan bir kadının karı-koca gibi yaşamalarından doğan çocukların tarafların rızasıyla, bunlar ölmüş iseler onlara izafetle, nesebi sahih olarak tesciline imkan tanımakta; ve fakat, birleşmenin evlenme şekilnde tescilini kapsamı dışında bırakmaktadır.
Kanununun 3. maddesi, idareye başvurma şeklini belirtmekte; 5. maddesi de, bu kanuna göre yapılacak işlem ve tesciller, verilecek dilekçe ve ilmuhaberler ile açılacak davaların her türlü resim, harç ve cezadan muaf olduğunu hüküm altına almaktadır.
1826 sayılı Kanunun asıl amacı, benzer durumlardaki pek çok çocuğun sahih nesepten yoksun halde kalmalarını önlemek, bir bakıma bunların masraflı ve zaman alıcı dava yollarına başvurmalarının imkansızlığı karşısında parasız, basit bir yolla neseblerini sahih olarak düzeltmekten ibarettir. Cezasız tescile ilişkin işlem, babalığa hüküm olarak da nitelendirilebilir. Çünkü çocuk baba hanesine nesebi sahih olarak kaydedilecektir. Babalığa hüküm davasının inceleme yeri Asliye Hukuk Mahkemesidir. Öyle ise burada davacı için bir çeşit seçimlik, yani telahuk eden (yarışan) hak sözkonusudur. Davacı daha kolay olan, ancak ileride itirazla kaldırılabilecek idareye başvurma yolunu kendisi için güvenli görmeyip bu yolu seçmemiş, mahkeme ilamının sağlayacağı güçlü duruma girmek için Asliye Mahkemesine gitmiştir.
Mahkemenin, sonuçta babalığa hüküm niteliğindeki isteği incelemesi görevi içerisindedir. O halde, işin esası incelenmek üzere direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.2.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.