 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/715
K: 1981/670
T: 02.10.1981
DAVA : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Davalı tarafından temyizen incelenmesi istenen İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11.2.1981 gün ve 1365-103 sayılı direnme kararının tebliğine ilişkin belge incelendikte tebligatın davalı vekilinin adresine gönderildiği ve 12.3.1981 gününde (muhatabın daimi katibi Kemal'e) tebliğ edilerek tebliği yapan memur ile tebellüğ eden kişi tarafından imzalanmış bulunduğu anlaşılmıştır. Bu şekildeki tebliğ işlemi kanun ve tüzük hükümlerine uygundur (Tebligat K. mad. 11,17; Tüzük mad. 15, 23). Dosyaya tebliğ kabul eden kişinin avukatın katibi olmadığını kesin olarak kanıtlayacak herhangi bir delil ibraz edilememiştir. Davalı vekilinin mahalli mahkemeye verdiği ve eski hale getirme isteğine ilişkin bulunan 7.4.1981 tarihli dilekçeye ekli belgelerin de (SSK. mahalle muhtarlığı emniyet komiserliği ve han müdürünün ayı tarihli yazıları ) nitelik ve içeriklerinegöre iddiayı ispata elverişli bir delil olarak kabulü mümkün değildir. O halde direnme kararın 12.3.1981 gününde davalı vekiline tebliğ edilmiş olduğunu kabul etmek gerekir. Temyiz dilekçesi 25.6.1981 tarihinde verilmiş olduğundan yasal temyiz süresi geçirilmiştir.
Kaldı ki ; bir an için yapılan tebliğ işleminin geçersiz olduğu kabul edilse bile sonuç yine değişmiyecektir. Çünkü tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa dahi muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteberdir. Muhatap her ne suretle olursa olsun tebligatın münderecatını öğrenirse tebiğe muttali olmuş sayılır (Tebligat K. Mal.32; Tüzük mad. 51.) davalı asil ve vekil mahkemeyeverdikleri 7.4.1981 tarihli dilekçelerinde mahkemenin direnme kararın tebliği işlemini geçersiz olduğunu 4.4.1981 günün tebliğ edilen icra ve tahliye emri ile muttali olduklarını ileri sürerek eski hale getirme talebinde bulunmuşlardır. O halde en geç bu tarihte geçersiz olduğu iddia edilen tebligatı öğrenmiş oldukları kabul edilmek gerekir. Direnme kararı ise 25.6.1981 tarihinde temyiz edildiğine göre bu halde dahi temyiz isteği süresinde yapılmamıştır.
Yukarıda da değinildiği gibi davalı vekili 7.4.1981 tarihli dilekçesinde tebligatın geçersiz olduğunu ileri sürerek mahkemeden eski hale getirme talebinde bulunmuştur. Oysa temyiz süresinin geçirilmiş olması halinde temyiz şartlarına uygun olarak Yargıtay'a başvurmak ve eski hale getirme isteğinde bulunmak gerekir HUMK.Md. 169, 170)kaldıki tebliğin usulsüz yapıldığınailişkin bir iddia eski hale getirme talebine konu yapılamaz. Çünkü eski hale getirme talebi belli bir sürenin elde olmayan sebeplerle geçirilmiş olması yüzünden düşmüş olan hakkın iadesi amacına yönelik bir yoldur (HUMK. Md. 167 ve son) tebligat usulsüz ise süre geçirilmiş olmadığı için eski hale getirme istenemez. Yapılacak iş o tarihten itibaren yasal süre içinde temyiz hakkını kullanmaktan ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının yasal süreyi geçirdikten sonra vermiş olduğu temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz dilekçesinin süre aşımından reddine peşin harcın istek halinde geri verilmesine 2.10.1981 gününde oyçokluğu ile karar verildi.