Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1981/652
K: 1984/132
T: 22.02.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 10.4.1980 gün ve 2322-4694 sayılı ilamı ile; (..Davacı, davalı (T.)'in kullandığı ve diğer davalıya ait kamyonun çarpması sebebi ile evinde meydana gelen 21.240 lira zararın haksız fiili işleyen ile araç sahibinden tahsili isteği ile dava açmıştır. mahkemece, binanın yapılmasındaki hata dolayısıyla davacının da % 50 kusurlu bulunduğu esası benimsenmiş ve davacının gerçek zararından bu oranda indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Oysa zarar, binanın mühendis yerine ustaya yaptırılmasından değil, davalı (T.)'in kullandığı kamyonla binaya çarpmasından meydana gelmiştir. Bu çarpma vuku bulmasa idi davacının, bu binadan eskisi gibi yararlanmaya devam etmesi mümkün olacaktı. Davacının zararı davalılara ait kamyonun çarpması sonucu meydana gelmiş bulunmasına ve çarpma fiilinde de davacıya atfı kabil bir kusurdan söz edilemeyeceğine ve mahkemece yaptırılan bilirkişi tetkikatı sonunda davacının gerçek zararının istekten fazla bulunduğu anlaşılmasına göre, isteğin aynen hüküm altına alınması gerekirken, yasaya aykırı düşüncelerle eksik tazminata hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
Zarardan indirim yapılması esası kabul edilmiş olmasına göre, bu indirimin mahkemece dinlenen bilirkişi tarafından hesaplanan ve istekten fazla olan tutar üzerinden değil, istek üzerinden yapılması gerektiğinin düşünülmemesi dahi benimseme biçimi bakımından Usulün 74. maddesine aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunuktan sonra gereği görüşüldü KARAR : Davacı, (..Davalılardan (T.)'in kullandığı ve diğer davalıya ait kamyonun çarpması sonucu, sahibi bulunduğu binanın hasar gördüğünü..) ileri sürerek, 21.240 liranın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkeme, (..22.10.1979 günlü bilirkişi raporuna göre, davacıya ait binanın betonarme talimatnamelerine ve deprem yönetmeliğine aykırı olarak zayıf inşa edilmiş olması nedeniyle davacının da % 50 kusurlu bulunduğunun anlaşıldığından, Borçlar Yasasının 44. Maddesi hükmü gözetilerek, davacının gerçek zararında % 50 oranında indirim yapılması gerektiği..) görüşü ile davanın kısmen kabulüne karar vermiş; bu karar, Özel Dairenin yukarıya metni aynen alınan ilamiyle bozulmuştur. Ancak, mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Görülüyor ki mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, olayda davacının birlikte kusuru bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyadaki kanıtlara ve hükme dayanak tutulan 22.10.1979 günlü bilirkişi raporuna göre, davacıya ait binada meydana gelen hasarın nedeni, davalı (T.) yönetimindeki kamyonun, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu binaya çarpmış olmasıdır. Bu davranış zararın doğmasının tek nedeni olup, bu çarpma olmasaydı, zarar, hiç meydana gelmeyecek ve yapı tabii yaşantısını sürdürecek; davacının eskisi gibi binadan yararlanmaya devam etmesi mümkün olacaktı. Zararın tesbit edilen miktar üzerinde gerçekleşmesi davacının yapısının yapı tarzından değil, davalılara ait kamyonun çarpmasından meydana gelmiştir. Bilindiği gibi, Borçlar Kanunun 44. maddesinde öngörülen birlikte kusurun varlığından söz edilebilmesi için, zarar görenin bizzat kendi davranışı ile zararlandırıcı olayın gerçekleşmesini kolaylaştırmış olması ya da meydana gelen zararı önleyecek veya azaltacak tedbirleri almamış bulunması gerekir. Somut olayda davacının, çarpma olayının meydana gelmesinde bir katkısı ve eylemi olsa söz konusu değildir. BK. 44 anlamında birlikte kusurun varlığından söz edilebilmesi için, zarar görenin eylemi ile zararlı sonuç arasında az ya da çok uygun sebep sonuç bağının bulunması gerekir. Eğer zararlı sonuç, doğrudan doğruya zarar görenin davranışı ile meydana gelmiş ise, illiyet bağının kesilmesi söz konusu olur ki bu takdirde de eylemi işleyen tazminatla sorumlu tutulamaz. Ancak, zararın doğmasına neden olan olayın meydana gelmesine, zarar görenin davranışı da yardım etmiş ise, bu takdirde eylemi işleyen tazminatla sorumlu olacak ve fakat zarar görenin birlikte kusuru nedeniyle 44. madde hükmü uygulama alanı bulacaktır. Oysa olayda, çarpma olgusunun meydana gelmesinde davacının herhangi bir eyleminden ve dolayısiyle birlikte kusurundan söz edilemeyeceği gibi, zararın artmasına sebebiyet vermesi durumu da gerçekleşmemiştir. Binanın inşa tarzının bu olayın gerçekleşme biçimi yönünden sonuca asla etkisi yoktur ve bu yön birlikte kusur olarak nitelenemez. Yargıtay'ın istikrarlı vaki uygulaması da bu doğrultudadır. (HGK. 25.4.1970 gün ve 1968/4-784 E. 211 K.).
O halde, yerel mahkemenin aksi görüşle eski kararında direnmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında ve yukarıda belirtilen nedenlerle HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, ve Özel Dairenin kabul şekli itibariyle vaki bozma nedenine uyulması suretiyle yapılan indirime yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamının niteliği ve kapsamı yönünden gerek olmadığına 22.2.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini