Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1981/5-24
K:1982/128
T:19.02.1982
  • KAMULAŞTIRMA
  • TEBLİGAT
  • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
* ÖZET:Hak düşürücü sürenin mal sahibi açısından işlemesi için, yalnız ıttıla yeterli olmayıp, Yasanın 13. maddesine uygun bir tebliğin bulunması da zorunludur.
(6830 s. İstimlak K m. 13)
Taraflar arasındaki Kamulaştırma bedelinin artırılması davasının dolayı yapılan yargılama sonunda; (Altındağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 15.10.1979 gün ve 46-847 sayılı kararın incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 24.1.1980 gün ve 9678-709 sayılı ilamiyle (.. Davacı, idareye verdiği 26.2.1973 günlü dilekçesinde kamulaştırmaya muttali olduğunu bildirdiğine ve 6.3.1973, 16.12.1976 günlü karşılık yazılarda da kamulaştırma ve bedeli açıklandığına göre, davacı kamulaştırma işlemine engeç 1976 yılında muttali olmuştur. Ayrıca davalı idarece davacının adresinde bulunmaması nedeniyle ilanen tebligat yapılmıştır. Bu durum karşısında davanın 6830 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle kabulü doğru olmaz.
Kabule göre de, dava tarihinden önce yapılan satışların emsal alınması gerekirken davadan sonra satılmış olan taşınmazlar emsal alınmak suretiyle değer takdiri ve ikinci bilirkişi raporunda da hiçbir emsale dayanılmaksızın değer takdir edilmesi de yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: davalı vekili.
Dava dosyasındaki belgelerden, davacının paydaş olduğu tapulu taşınmazın kısmen 1968 ve kısmende 1970 yılında davalı idarece kamulaştırıldığı ve kamulaştırmaya .tekaddüm eden 1966 yılından beri davacının Esentepe Mahallesi 1043 numaralı adreste kendi evinde oturduğu anlaşılmaktadır. Kamulaştırma bedelinin arttırılması davası 2.1.1978 gününde açılmış ve davacı vekili, müvekkiline yasanın öngördüğü biçimde tebliğat yapılmadığını, kamulaştırmaya 28.12.1977 gününde muttali olduğunu ileri sürmüş; davalı vekili ise, davacının idareye verdiği 23.2.1973, 6.12.1976 ve 27.10.1977 günlü dilekçelerinde de açıklandığı üzere; enaz bu tarihlerde kamulaştırmaya muttali olduğunu ileri sürerek hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, (... 1966 yılından beri davacının belirli bir adreste oturmakta bulunmasına rağmen, idarenin ilanen tebligat yapmasının geçersiz olduğu ve dava dilekçesinde belirtilen ıttıla gününe göre hak düşürücü süre içersinde davanın açılmış olduğu...) gerekçesiyle davalı idare vekilinin hak düşürücü süreye ilişkin itirazlarını reddederek İşin esasını incelemiş; özel daire, (... savunmada ileri sürülen :görüşe uygun olarak davacının, idareye hitaben verdiği 6.3.1973, 16.12.1976 gönlü dilekçelerinden, kamulaştırmaya ve takdir olunan bedele engeç 1976 yılında muttali olduğu ve davacının adresinde bulunmaması nedeniyle ilanen tebliğat yapılmış olmasına rağmen davanın, hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra açılmış olduğu...) gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Görülüyor iki, yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlığın çözümünde öncelikle açıklığa kavuşturulması gereken hukuki sorun, kamulaştırma işi emlerinde mal sahiplerine yapılması gereken tebliğin biçim ve içeriğinin saptanması ve bu saptamaya göre davacı
açısından hak düşürücü sürenin işlemesini gerektirir. #Bir tebliğin var olup olmadığı noktasında düğümlenmektedir.
6830 sayılı İstimlak Kanununa göre yapılan kamulaştırmalar tebliğatın nasıl yapılacağı ve içeriği anılan Yasanın 13. maddesinde belirtilmiştir. Yasa hükmüne göre, kamulaştırılması kararlaştırılan yerlerin tapusu ve tapu kaydı yoksa vergi kayıtları ile ve ayrıca haricen yapılacak tahkikatla tesbit edilen mal sahibi, zilyet diğer alakalılardan ikametgahı tesbit edilmiş olanlara kamulaştırılacak taşınmaz malın plan veya ebatlı krokisi, kamulaştırma kararı, takdir olunan kıymeti, kamulaştırmanın hangi idare lehine yapıldığı ve açılacak davalarda husumetin kime tevcih edileceği 15 gün içinde noter aracılığı ile tebliğ olunur. Köy lehine kamulaştırmalarda, tebliğat ihtiyar meclisi huzurunda şahsa yapılır. Tevsik edilen tebliğ muteberdir. Doğrudan doğruya tebliğat ile beraber yukarıda yazılı hususlar ayrıca ilan olunur.
YHG. Kurulunun 5.12.1962 gün ve 5/91-1213 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 6830 sayılı Kanunun tebliğe ilişkin hükümleri, genel kurulları kapsayan Tebliğat Kanunu hükümlerine göre özel niteliktedir. Malikin, sadece kamulaştırma işlemini ve bedelini öğrenmekle yasaca onun Öğrenmesi öngörülen bütün olayları kesin olarak Öğrenmiş bulunduğu kabul edilemez. Önemli bir hak düşürücü sürenin başlangıcına esas olacak öğrenmenin, tamamiyle özel hükümlerde gösterilen usule uygun bir tebliğin sonucu olması, yasa koyucunun kamulaştırma konusunda tebliğe ilişkin özel hükümler koymakla güttüğü amaca da uygundur. Yine aynı düşünce ile YHG. Kurulu'nun 19.12.1962 gün ve 72-66 sayılı bir diğer kararında da, kamulaştırmada bir kimsenin dava hakkının süre aşımı sebebiyle düşmesi için ona, kamulaştırma kanununda gösterilen şekillerde tebliğ yapılmış olmasının şart olduğu kabul edilmiştir. 0 halde, hak düşürücü sürenin mal sahibi açısından işlemesi için yalnız ıttıla yeterli olmayıp, 6830 sayılı Yasanın 13. maddesine uygun bir tebliğin bulunması da zorunludur.
Davaya konu olan somut olayda, daha öncede belirtildiği üzere; davacının kamulaştırma işlemine başlanmazdan önce Hasköy Güneş Evleri Esentepe Mahallesi, 1043 numaralı evde oturduğu ve davanın açıldığı güne kadar da bu adresinde oturmakta devam ettiği mahkemece yapılan soruşturma ile saptanmış, davalı idare vekili de bu tesbite itirazda bulunmamıştır.
0 halde davacının, adresi belirli bir kimse olduğunun kabulü gerekir.
Kamulaştırma belgelerinin tebliğ için idarece adres tesbiti amacıyla ilgili yerlere (Belediye Şube Müdürlüğü, Özel İdare Müdürlüğü, Emniyet Şube Müdürlüğü ve Tapu Sicil Muhafızlığı) yazılan yazıda davacının kimliği belirtilmediği gibi, kamulaştırma 775 sayılı Gecekondu Kanunun uygulaması amacıyla birçok kişilere ait taşınmazların kamulaştırılması şeklinde yapıldığı için, bu adres soruşturmasının kimlere ilişkin olduğu da belirlenmemektedir. Noter aracılığı ile yapılmak istenen tebliğde davacının adresi (Esentepe Mahallesi 826 numara) olarak gösterilmiş ise de, bu adresin ne suretle saptandığı anlaşılamamaktadır. Nitekim, muhatabın gösterilen adreste tanınmadığı meşruhatı ile tebliğ olunacak evrak geri çevrilmiştir. 0 halde sağlıklı bir araştırmaya dayanmaksızın, tebliğ yapılacak kimsenin adresinin saptanamadığından söz edilerek ilanen tebliğatla yetinilmesi, yasanın amacına uygun olmayan bir uygulama olmaktan öteye geçemez. Esasen özel daire bozma kararında da, usulüne uygun bir tebliğin varlığı kabul edilmemiş ancak kamulaştırma işlemine ıttıla olgusuna dayanılarak hak düşürücü sürenin geçirildiği sonucuna varılmıştır.
Şu duruma göre, ortada usulüne uygun bir tebliğ olmadığından hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğunun kabulüne yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle hak düşürücü süre yönünden yerel mahkemenin direnme kararı sonucu bakımından usul ve yasaya uygundur. Bu kabul şekline göre 2. bozma sebebi ortadan kalıkmış olduğundan işin esasına ilişkin temyiz nedenleri incelenmek üzere dosyanın özel daireye gönderilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle hak düşürücü süreye ilişkin direnme uygun olduğundan ve bu kabul şekline göre diğer hususların dairesince yeniden incelenmesi için dosyanın özel daireye gönderilmesine 19.2.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini